Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
epikerem
Anlamı:

1. isim , isim , mantık , mantık , isim , isim , mantık , mantık , Önertilerinin biri veya her ikisi kanıtıyla birlikte ileri sürülen tasım

Örnek:

1. Çocuklar büyüklerin işine karışmaz çünkü akılları ermez; sen henüz on yaşında olduğun için çocuksun; şu hâlde benim işime karışma tasımı bir epikeremdir.

1. Çocuklar büyüklerin işine karışmaz çünkü akılları ermez; sen henüz on yaşında olduğun için çocuksun; şu hâlde benim işime karışma tasımı bir epikeremdir.


Lisan : Fransızca épichérème

epikriz
Anlamı:

1. isim , isim , tıp , tıp , isim , isim , tıp , tıp , Çıkış özeti


Lisan : Fransızca épicrise

Epikürcü
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , felsefe , felsefe , sıfat , sıfat , felsefe , felsefe , Epikuros'un kurduğu felsefe akımını benimseyen, Epikürcülük yanlısı olan, Epikurosçu


Epikürcülük
Anlamı:

1. isim , isim , felsefe , felsefe , isim , isim , felsefe , felsefe , Hazlara ve mutluluğa yönelik bir hayatın hedef edinilmesini ileri süren öğreti, Epikurosçuluk


Özel: Evet

Epikurosçu
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , felsefe , felsefe , sıfat , sıfat , felsefe , felsefe , Epikürcü


Epikurosçuluk
Anlamı:

1. isim , isim , felsefe , felsefe , isim , isim , felsefe , felsefe , Epikürcülük


Özel: Evet

epilasyon
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Vücutta istenmeyen tüyleri alma


Lisan : Fransızca épilation

Telaffuz : l ince okunur

epilepsi
Anlamı:

1. isim , isim , tıp , tıp , isim , isim , tıp , tıp , Sara


Lisan : Fransızca épilepsie

epileptik
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Sara hastalığı ile ilgili


Lisan : Fransızca épileptique

epilog
Anlamı:

1. isim , isim , edebiyat , edebiyat , isim , isim , edebiyat , edebiyat , Son söz


Lisan : Fransızca épilogue

Telaffuz : l ince okunur

episantır
Anlamı:

1. isim , isim , jeoloji , jeoloji , isim , isim , jeoloji , jeoloji , Deprem ortası


Lisan : Fransızca épicentre

epistemoloji
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bilgi kuramı


Lisan : Fransızca épistémologie

Telaffuz : l ince okunur

epistemolojik
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Bilgi kuramı ile ilgili


Lisan : Fransızca épistémologique

Telaffuz : l ince okunur

epitel
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Tek veya çok hücreden oluşan, vücudun bütün dış ve iç yüzeylerini kaplayan doku, epitelyum


epitelyum
Anlamı:

1. isim , isim , biyoloji , biyoloji , isim , isim , biyoloji , biyoloji , Epitel

Örnek:

1. Geniz, ağız, mide gibi iç boşlukları epitelyumla kaplıdır.

1. Geniz, ağız, mide gibi iç boşlukları epitelyumla kaplıdır.


Lisan : Fransızca épithélium

Telaffuz : epite'lyum

epizot
Anlamı:

1. isim , isim , edebiyat , edebiyat , isim , isim , edebiyat , edebiyat , Bir romandaki veya hikâyedeki olay

Örnek:

1. Sözlerin içine sık sık somut örnekler, epizotlar sıkıştırıyorlar.

1. Sözlerin içine sık sık somut örnekler, epizotlar sıkıştırıyorlar.

2. Dilim


Lisan : Fransızca épisode

epope
Anlamı:

1. isim , isim , edebiyat , edebiyat , isim , isim , edebiyat , edebiyat , Destan


Lisan : Fransızca épopée

eprime
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Eprimek işi


eprimek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , halk ağzında , halk ağzında , nesnesiz , nesnesiz , halk ağzında , halk ağzında , Bozulmak, ekşiyip çürümek

2. Yemiş dura dura olgunlaşmak, yumuşamak

3. Erimek

Örnek:

1. Piyanonun solmuş ve eprimiş mor kadifeden şamdanlıkları vardı.

1. Piyanonun solmuş ve eprimiş mor kadifeden şamdanlıkları vardı.


epsem
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Ses çıkarmayan, susan

Örnek:

1. Gökçen uzaklaşıncaya kadar epsem bir hâlde kalmışlardı.

1. Gökçen uzaklaşıncaya kadar epsem bir hâlde kalmışlardı.


epsilon
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yunan alfabesinin beşinci harfi (e)


Lisan : Fransızca epsilon

Telaffuz : l ince okunur

er

İlgili Kelimeler:

er ekmeği, er geç

Anlamı:

1. zarf , zarf , halk ağzında , halk ağzında , zarf , zarf , halk ağzında , halk ağzında , Erken

Örnek:

1. Er sabah kalktım ki sular çağlıyor

1. Er sabah kalktım ki sular çağlıyor


er

İlgili Kelimeler:

erbaş, er bezi, erdişi, er ekmeği, er kişi, er meydanı, er suyu, acemi er, komando er, tam er, avcı eri, emir eri, gönül eri, hizmet eri, iş eri, sanat eri, yazın eri

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Erkek

Örnek:

1. Noksansız bir çeyiz ve düğünle iyi bir ere verilen Zeynep'in hissesi ayrılmıştır.

1. Noksansız bir çeyiz ve düğünle iyi bir ere verilen Zeynep'in hissesi ayrılmıştır.

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , İşini iyi bilen, yetenekli kimse

Örnek:

1. Sanat eri çalışır, bir eser kor ortaya, onun güzel olduğuna inanır, o güzelliği herkesin anlamasını, kavramasını ister.

1. Sanat eri çalışır, bir eser kor ortaya, onun güzel olduğuna inanır, o güzelliği herkesin anlamasını, kavramasını ister.

3. sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , Kahraman, yiğit

4. askerlik , askerlik , askerlik , askerlik , Rütbesiz asker, nefer

Örnek:

1. Düşman erleri arasında Fransızlar da vardır.

1. Düşman erleri arasında Fransızlar da vardır.

5. halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , Koca


Er
Anlamı:

1. kimya , kimya , kimya , kimya , Erbiyum elementinin simgesi


er bezi
Anlamı:

1. isim , isim , anatomi , anatomi , isim , isim , anatomi , anatomi , Erkeklik hormonunu oluşturan erkek cinsiyet bezi, yumurta, husye, haya, testis