Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
emprovizasyon
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Doğaçlama


Lisan : Fransızca improvisation

emprovize
Anlamı:

1. zarf , zarf , zarf , zarf , Doğaçlama


Lisan : Fransızca improvisé

emraz
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Hastalıklar


Lisan : Arapça emrāż

Telaffuz : emra:zı

emre muharrer senet
Anlamı:

1. isim , isim , hukuk , hukuk , isim , isim , hukuk , hukuk , Bono


emredebilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Emredebilmek işi


emredebilmek fiil
Anlamı:

1. -e , -e , -e , -e , Emretme ihtimali veya imkânı bulunmak

2. Emretmeye gücü yetmek


Telaffuz : e'mredebilmek

emrediş
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Emretme işi


emretme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Emretmek işi


emretmek fiil
Anlamı:

1. -e , -e , -i , -i , -e , -e , -i , -i , Buyurmak, emir vermek

Örnek:

1. Bunu böyle istiyorum ve böyle emrediyorum.

1. Bunu böyle istiyorum ve böyle emrediyorum.


Lisan : Arapça emr + Türkçe etmek

Telaffuz : e'mretmek

emretti patrik efendi
Anlamı:

1. alay yollu , alay yollu , alay yollu , alay yollu , birinin yersiz bir buyruğuna karşı kullanılan bir söz


emreyleme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Emreylemek işi


emreylemek fiil
Anlamı:

1. -e , -e , -i , -i , -e , -e , -i , -i , Buyurmak, emretmek


Lisan : Arapça emr + Türkçe eylemek

Telaffuz : e'mreylemek

emrihak
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Ölüm


Lisan : Arapça emr + ḥaḳḳ

Telaffuz : e'mrihak

emrihak vaki olmak
Anlamı:

1. ölmek

Örnek:

1. Bir emrihak vaki olduğu zaman yerimize oğullarımız geçecek.

1. Bir emrihak vaki olduğu zaman yerimize oğullarımız geçecek.


emrine girmek
Anlamı:

1. bir kimsenin buyruğu altında bulunmayı kabul etmek


emrine vermek
Anlamı:

1. görevlendirmek, atamak

2. yararlanması için ayırmak

Örnek:

1. Bu daireyi büro olarak onun emrine verdiler.

1. Bu daireyi büro olarak onun emrine verdiler.


emrivaki
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Oldubitti

Örnek:

1. Bir emrivaki ile karşılaştığım için kabul edebilmiştim.

1. Bir emrivaki ile karşılaştığım için kabul edebilmiştim.


Lisan : Arapça emr + vāḳiʿ

Telaffuz : e'mriva:ki:

emrivaki yapmak
Anlamı:

1. oldubittiye getirmek


emsal
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Benzer, eş, denk

Örnek:

1. Tarihte o ana kadar emsali görülmedik bir ticari kepazelik devri açılmıştı.

1. Tarihte o ana kadar emsali görülmedik bir ticari kepazelik devri açılmıştı.

2. Yaşıt

3. Örnek

4. eskimiş , eskimiş , matematik , matematik , eskimiş , eskimiş , matematik , matematik , Katsayı


Lisan : Arapça ems̱āl

Telaffuz : emsa:li

emsal olmak
Anlamı:

1. örnek olmak


emsal oluşturmak
Anlamı:

1. örnek oluşturmak


emsal vermek
Anlamı:

1. örnek vermek


emsalsiz
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Eşsiz, eşi benzeri olmayan, bir benzeri daha bulunmayan

Örnek:

1. Yüzünde, bakışlarında, her konuya göre değişen emsalsiz bir ifade kudreti vardı.

1. Yüzünde, bakışlarında, her konuya göre değişen emsalsiz bir ifade kudreti vardı.


emsalsizlik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Emsalsiz olma durumu


emtia
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , ticaret , ticaret , isim , isim , eskimiş , eskimiş , ticaret , ticaret , Mal


Lisan : Arapça emtiʿa