92406 kayıt bulundu.
1. isim , isim , isim , isim , İlçenin genel güvenliğinden kaymakama karşı sorumlu olan görevli
1. isim , isim , isim , isim , Patlayıcı ve yanıcı aletlerin güvenle kullanılmasına yardımcı olan, kullanıldığı zaman açık, kullanılmadığında da kapalı tutulan düğme
1. isim , isim , denizcilik , denizcilik , isim , isim , denizcilik , denizcilik , Su altına dalan kişilerin vurgun yememesi için su yüzüne çıkış mesafesinde sağlık yönünden güvenli bölge
1. güvenmek
1. Hele emniyet ettiğim birkaç uyanık arkadaşla bulunduğum zaman bülbül gibi ötüyordum.
1. Hele emniyet ettiğim birkaç uyanık arkadaşla bulunduğum zaman bülbül gibi ötüyordum.
1. isim , isim , isim , isim , Uçak, otomobil vb.nde güvenlik için bele takılan kemer
1. Otomobillerde emniyet kemeri takmak zorunludur.
1. Otomobillerde emniyet kemeri takmak zorunludur.
1. isim , isim , isim , isim , Ateşli silahlarda güvenli kullanımı sağlayan pim
1. güven vermek
1. Arkadaşının, emniyet vermesine rağmen içi rahat değildi.
1. Arkadaşının, emniyet vermesine rağmen içi rahat değildi.
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , İnanılır, güvenilir
1. Orada emniyetli bir adamımız koyunu alır, bizim namımıza keser, dağıtır.
1. Orada emniyetli bir adamımız koyunu alır, bizim namımıza keser, dağıtır.
1. isim , isim , ruh bilimi , ruh bilimi , isim , isim , ruh bilimi , ruh bilimi , Duygudaşlık
Lisan : Fransızca empathie
1. isim , isim , isim , isim , Yağmurluk
1. Güneşli havada sırtında soluk, şapşal bir empermeabl, ayaklarında cilası kaçmış geniş galoşlar...
1. Güneşli havada sırtında soluk, şapşal bir empermeabl, ayaklarında cilası kaçmış geniş galoşlar...
2. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Su geçirmeyen
Lisan : Fransızca imperméable
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Emperyalizm yanlısı olan, yayılmacı, yayılımcı
1. Böylelikle İstanbullu işçi iki emperyalist sermayenin çarpışmasına alet olacaktı.
1. Böylelikle İstanbullu işçi iki emperyalist sermayenin çarpışmasına alet olacaktı.
Lisan : Fransızca impérialiste
1. isim , isim , isim , isim , Bir milletin sömürü temeline dayanarak başka bir milleti siyasi ve ekonomik egemenliği altına alıp yayılması veya yayılmayı istemesi, yayılmacılık, yayılımcılık, emperyalistlik
1. İslav emperyalizminin vahşet ve dehşetini tecrübe etmiş olarak yakından tanıyordu.
1. İslav emperyalizminin vahşet ve dehşetini tecrübe etmiş olarak yakından tanıyordu.
Lisan : Fransızca impérialisme
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , `Dayatmak` anlamındaki empoze etmek birleşik fiilinde geçen bir söz
1. Demokrasi ... bilime, sanata, basına kendi düşüncesini, değer yargısını, zevkini empoze etmeye kalkmama olgunluğu demektir.
1. Demokrasi ... bilime, sanata, basına kendi düşüncesini, değer yargısını, zevkini empoze etmeye kalkmama olgunluğu demektir.
Lisan : Fransızca imposé
1. isim , isim , isim , isim , Bir sanatçının çalışma programlarını ve anlaşmalarını belli bir yüzde karşılığında düzenleyen kimse
Lisan : Fransızca impresario
Telaffuz : empreza'ryo
1. isim , isim , isim , isim , Değişik renkte boya kullanılarak kumaş üzerine desen ve zemin basma işlemi
2. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Bu işleme uğratılan (ipekli, yünlü vb. kumaş)
Lisan : Fransızca imprimé