Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
emilebilmek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Emilme ihtimali veya imkânı bulunmak


emilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Emilmek işi


emilmek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Emme işine konu olmak


emin

İlgili Kelimeler:

yediemin, defter emini, sandık emini, sürre emini, şehremini

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Güvenli

Örnek:

1. Bebesini emin ellere mi bırakmıştı acaba?

1. Bebesini emin ellere mi bırakmıştı acaba?

2. Sakıncasız, emniyetli, tehlikesiz

Örnek:

1. Dağlar hiçbir zaman emin değildir.

1. Dağlar hiçbir zaman emin değildir.

3. Şüphesi olmayan

Örnek:

1. Pek büyük bir serveti olduğundan emin idiler.

1. Pek büyük bir serveti olduğundan emin idiler.

4. isim , isim , tarih , tarih , isim , isim , tarih , tarih , Osmanlı Devleti'nde bazı devlet görevlerindeki sorumlu kişi

Örnek:

1. Şehremini.

1. Şehremini.


Lisan : Arapça emīn

emin olmak
Anlamı:

1. inanmak, güvenmek

Örnek:

1. Onları kimsenin görmediğine emin olunca pervasız konuşmaya başladılar.

1. Onları kimsenin görmediğine emin olunca pervasız konuşmaya başladılar.


eminlik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Emin olma durumu


Eminönü
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , İstanbul iline bağlı ilçelerden biri


Özel: Evet

Telaffuz : emi'nönü

emir

İlgili Kelimeler:

emir cümlesi, emir eri, emir kipi, emir kulu, emir komuta zinciri, emirname, emir subayı, emretmek, emreylemek, emrihak, emrivaki, emre muharrer senet, yazılı emir, evvelemirde, arama emri, ita emri, ödeme emri, ölüm emri, tediye emri, verile emri

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Buyruk, komut, talimat, ferman

2. İstek

Örnek:

1. İkide birde dönüp benden bir emrim olup olmadığını soruyordu.

1. İkide birde dönüp benden bir emrim olup olmadığını soruyordu.

3. bitki bilimi , bitki bilimi , bitki bilimi , bitki bilimi , Orta Anadolu'da şarap yapımı için üretilen, orta kalın kabuklu, beyaz renkli, kısa ve karışık budanan bir tür üzüm


Lisan : Arapça emr

emîr
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Araplarda ve bazı Müslüman ülkelerde bir kavim, şehir veya ülkenin başı


Lisan : Arapça emīr

Telaffuz : emi:r

emir almak
Anlamı:

1. talimat almak

Örnek:

1. Validen sert bir emir aldım.

1. Validen sert bir emir aldım.


emir altına almak
Anlamı:

1. denetimi altına almak

Örnek:

1. Açlık gidecek, cehalet gidecek, benizler kanlanacak, tabiat yenilenecek, emir altına alınacaktı.

1. Açlık gidecek, cehalet gidecek, benizler kanlanacak, tabiat yenilenecek, emir altına alınacaktı.


emir cümlesi
Anlamı:

1. isim , isim , dil bilgisi , dil bilgisi , isim , isim , dil bilgisi , dil bilgisi , Yüklemi emir kavramı veren cümle


emir eri
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , askerlik , askerlik , isim , isim , eskimiş , eskimiş , askerlik , askerlik , Teğmen ve yukarısı üst düzey subayların hizmetinde bulunan er, hizmet eri, emirber

Örnek:

1. Bir gün yengem emir eriyle bir tencere yemek gönderdi.

1. Bir gün yengem emir eriyle bir tencere yemek gönderdi.


emir kipi
Anlamı:

1. isim , isim , dil bilgisi , dil bilgisi , isim , isim , dil bilgisi , dil bilgisi , Fiilin yapılmasını dileyen veya emreden isteme kipi

Örnek:

1. Gel, gelsin, gelin, gelsinler.

1. Gel, gelsin, gelin, gelsinler.


emir komuta zinciri
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yapılacak bir iş için ast ve üstler arasında emir alıp verme

2. Herhangi bir işlemi hiyerarşik düzende yapma


emir komuta zinciri içinde olmak
Anlamı:

1. herhangi bir işlem en alt rütbe veya makamdan en üst rütbe veya makama doğru gerçekleşmek


emir kulu
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bir işi, aldığı buyruk gereğince yapmak yükümlülüğünde olan kimse, buyruk kulu

Örnek:

1. Ali beni de emir kulu yapmak için bütün marifetlerini göstermeye başlamıştı.

1. Ali beni de emir kulu yapmak için bütün marifetlerini göstermeye başlamıştı.


emir subayı
Anlamı:

1. isim , isim , askerlik , askerlik , isim , isim , askerlik , askerlik , Devlet ve hükûmet başkanlarıyla komutanların yanında bulunan ve onların buyruklarını yazmakla, gereğinde yerine ulaştırmakla görevli subay, yaver


emir vermek
Anlamı:

1. buyurmak, buyruk vermek

Örnek:

1. O, çocuklarına böyle bir emir vermekten bile utanırdı sanırım.

1. O, çocuklarına böyle bir emir vermekten bile utanırdı sanırım.


emirber
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , askerlik , askerlik , isim , isim , eskimiş , eskimiş , askerlik , askerlik , Emir eri

Örnek:

1. Paşa o gün konuşmasına başlamazdan önce emirberlerine gene iki kahve emretti.

1. Paşa o gün konuşmasına başlamazdan önce emirberlerine gene iki kahve emretti.


Lisan : Arapça emr + Farsça -ber

emirberlik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Emirber olma durumu, emirberin işi

Örnek:

1. Malum ya, emirberliğin böyle mazhariyetleri olur.

1. Malum ya, emirberliğin böyle mazhariyetleri olur.


emircik
Anlamı:

1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Yalıçapkını


Emirdağ
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Afyonkarahisar iline bağlı ilçelerden biri


Özel: Evet

Telaffuz : emi'rdağ

Emirgazi
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Konya iline bağlı ilçelerden biri


Özel: Evet

Telaffuz : emi'rga:zi:

emîrlik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Beylik