Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
emekli

İlgili Kelimeler:

emekli aylığı, emekli ikramiyesi, emekli maaşı, malulen emekli

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Emek harcanarak elde edilen, zor, zahmetli

2. isim , isim , isim , isim , Belirli bir süre çalıştıktan sonra kanunlar gereği işi ile ilgisi kesilerek kendisine aylık bağlanmış olan kimse, tekaüt

Örnek:

1. Buraya gelenler hep asker emeklileridir.

1. Buraya gelenler hep asker emeklileridir.


emekli aylığı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Emekli olduktan sonra ödenen aylık, emekli maaşı, tekaüt maaşı


emekli ikramiyesi
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Emekli olma sırasında verilen toplu para, tekaüt ikramiyesi


emekli maaşı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Emekli aylığı


emekli olmak
Anlamı:

1. belirli bir süre çalıştıktan sonra kanun ile sağlanan haklardan yararlanarak görevinden ayrılmak, tekaüt olmak

Örnek:

1. Emekli olamadan kalp krizinden ölmüş.

1. Emekli olamadan kalp krizinden ölmüş.


emeklilik

İlgili Kelimeler:

emeklilik çağı, bireysel emeklilik, zorunlu emeklilik

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Emekli olma durumu, tekaütlük

Örnek:

1. Hiç de haksız değilken emekliliğini istemekle kendi kendisini haksız çıkardı, diyorlar.

1. Hiç de haksız değilken emekliliğini istemekle kendi kendisini haksız çıkardı, diyorlar.


emeklilik çağı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Emekli olma zamanı

Örnek:

1. Bir ilk mektepte, emeklilik çağına kadar hocalık etti.

1. Bir ilk mektepte, emeklilik çağına kadar hocalık etti.


emekliye ayırmak (veya çıkarmak veya çıkartmak)
Anlamı:

1. kanuna göre aylık bağlayarak bir görevliyi görevinden ayırmak

Örnek:

1. Size bir fenalık edebilir, sizi işinizden attırır, vekâlet emrine alır, vakitsiz emekliye çıkartabilir.

1. Size bir fenalık edebilir, sizi işinizden attırır, vekâlet emrine alır, vakitsiz emekliye çıkartabilir.


emekliye ayrılmak (veya çıkmak)
Anlamı:

1. emekli olmak, tekaüde sevk olunmak

Örnek:

1. Sakatlığımı öne sürerek emekliye ayrılmamı isteyebilirim.

1. Sakatlığımı öne sürerek emekliye ayrılmamı isteyebilirim.


emekliye sevk etmek
Anlamı:

1. emekliye ayırmak

Örnek:

1. Bayanı emekliye sevk ederek kendisinin evleneceğini söyledi.

1. Bayanı emekliye sevk ederek kendisinin evleneceğini söyledi.


emeksiz

İlgili Kelimeler:

emeksiz evlat

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Emek harcanmadan elde edilen, kolay, zahmetsiz


emeksiz evlat
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Üvey evlat


emeksizlik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Emeksiz olma durumu


emektar
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Bir görevde uzun süre kalıp o işe emeği geçmiş olan (kimse)

Örnek:

1. Ertesi sabah bahçede gezinirken Mehmet, emektar azaplarından birini gördü.

1. Ertesi sabah bahçede gezinirken Mehmet, emektar azaplarından birini gördü.

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Çok kullanılmış, eski

Örnek:

1. Emektar makinenin tozlarını silip masaya yerleşmeye karar verdim.

1. Emektar makinenin tozlarını silip masaya yerleşmeye karar verdim.


Lisan : Türkçe emek + Farsça -dār

emektarlık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Emektar olma durumu


emel
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Gerçekleştirilmesi zamana bağlı istek

Örnek:

1. Bu emele vasıl olmak için bütün gayretimi sarf edeceğim, elimden geleni yapacağım.

1. Bu emele vasıl olmak için bütün gayretimi sarf edeceğim, elimden geleni yapacağım.


Lisan : Arapça emel

emel beslemek
Anlamı:

1. isteği, arzuyu sürekli düşünmek veya güçlendirmek

Örnek:

1. Size karşı güzel bir emel besleyenler için kazanmak lazım, değil mi?

1. Size karşı güzel bir emel besleyenler için kazanmak lazım, değil mi?


emeline alet etmek
Anlamı:

1. birini veya bir şeyi kendi istekleri doğrultusunda kullanmak

Örnek:

1. İttihat ve Terakki, ordunun genç subaylarını emellerine alet etmeyi başarmıştı.

1. İttihat ve Terakki, ordunun genç subaylarını emellerine alet etmeyi başarmıştı.


emen
Anlamı:

1. isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , Bağ çubuğu, ağaç veya sebze dikmek için açılan çukur


Emet
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kütahya iline bağlı ilçelerden biri


Özel: Evet

emici

İlgili Kelimeler:

emici kıllar, emici tüyler

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , bitki bilimi , bitki bilimi , hayvan bilimi , hayvan bilimi , sıfat , sıfat , bitki bilimi , bitki bilimi , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Emme özelliği olan


emici kıllar
Anlamı:

1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Bitkilerin köklerinde bulunan ve topraktaki besin maddelerini emip beslenmelerine yarayan tek hücreli uzantılar, emici tüyler


emici tüyler
Anlamı:

1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Emici kıllar


emik
Anlamı:

1. isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , Emmekten çürüyen yer, emme izi

2. İnsan beyni


emilebilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Emilebilmek işi