Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
emanet bırakmak (veya etmek veya vermek)
Anlamı:

1. bir şeyi veya bir kimseyi birine veya bir yere bir süreliğine bırakmak

Örnek:

1. Çocuğu annesine emanet etmeyecek, kendisi bakacaktır.

1. Çocuğu annesine emanet etmeyecek, kendisi bakacaktır.


emanet dolabı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Emanetçinin aldığı para veya eşyayı sakladığı mobilya


emanet eşeğin yuları gevşek olur
Anlamı:

1. `bir kimseye emanet edilen şeyin o kimse tarafından iyi korunmadığı her zaman görülen olaylardandır` anlamında kullanılan bir söz


emanet hayvanın (veya eşeğin) kuskunu (veya paldımı) yokuşta kopar
Anlamı:

1. `eğreti olarak kullanılmak üzere verilen şey uydurma olur, hiç umulmadık bir anda bozulur` anlamında kullanılan bir söz


emanetçi
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Ücret karşılığı eşyayı koruyan kimse

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Bir görevi geçici olarak üstlenen

Örnek:

1. Emanetçi parti başkanı.

1. Emanetçi parti başkanı.


emanetçilik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Emanetçinin yaptığı iş


emanete hıyanet olmaz
Anlamı:

1. `emanet olarak bırakılan şey titizlikle korunmalıdır` anlamında kullanılan bir söz


emaneten
Anlamı:

1. zarf , zarf , zarf , zarf , Emanet olarak


Lisan : Arapça emāneten

Telaffuz : ema:ne'ten

emare
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Belirti, iz, ipucu

Örnek:

1. Fakat hepsinin yüzünde korku ve endişe emarelerini ayan beyan görmüştüm.

1. Fakat hepsinin yüzünde korku ve endişe emarelerini ayan beyan görmüştüm.


Lisan : Arapça emāre

Telaffuz : ema:re

emarecik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Küçük iz, ufak belirti

Örnek:

1. Yazışlarda dostluğun içyüzünden bir emarecik bile yok.

1. Yazışlarda dostluğun içyüzünden bir emarecik bile yok.


emaret
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Beylik


Lisan : Arapça emāret

Telaffuz : ema:ret

emay
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bazı maddeleri korumak, belirli bir parlaklık kazandırmak veya boyamak için kullanılan, saydam veya donuk cama benzeyen cila


Lisan : Fransızca émail

emaye
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Üzeri emayla kaplanmış olan

Örnek:

1. Emaye tencere.

1. Emaye tencere.

2. isim , isim , isim , isim , Fotoğrafçılıkta ışığa karşı hassas malzeme


Lisan : Fransızca émaillé

emaylama
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Emaylamak işi


emaylamak fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Emayla kaplamak


embesil
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Budala, aptal, ahmak


Lisan : Fransızca imbécile

emboli
Anlamı:

1. isim , isim , tıp , tıp , isim , isim , tıp , tıp , Damar tıkanıklığı


Lisan : Fransızca embolie

emboli atmak
Anlamı:

1. Pıhtı, hava, yağ vb nesnelerin oluştuğu yerden ayrılarak kan dolaşımında damarı tıkaması


embriyo
Anlamı:

1. isim , isim , anatomi , anatomi , isim , isim , anatomi , anatomi , Oğulcuk


Lisan : Fransızca embryon

embriyolog
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Embriyoloji uzmanı


Lisan : Fransızca embryologue

Telaffuz : l ince okunur

embriyoloji
Anlamı:

1. isim , isim , biyoloji , biyoloji , isim , isim , biyoloji , biyoloji , Dölüt durumuna gelinceye kadar oğulcuğun geçirdiği gelişim evrelerini inceleyen biyoloji kolu


Lisan : Fransızca embryologie

Telaffuz : l ince okunur

embriyolojik
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , biyoloji , biyoloji , sıfat , sıfat , biyoloji , biyoloji , Embriyoloji ile ilgili


Lisan : Fransızca embryologique

Telaffuz : l ince okunur

emcek
Anlamı:

1. isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , Meme


emcik
Anlamı:

1. isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , Meme


emdiği (helal) süt haram olmak
Anlamı:

1. herhangi bir isteğinin yapılmamasından sonra ilenmek

Örnek:

1. Altı mikrobun canını daha cehenneme göndermeden gidersem emdiğim helal süt haram olmaz mı?

1. Altı mikrobun canını daha cehenneme göndermeden gidersem emdiğim helal süt haram olmaz mı?