92406 kayıt bulundu.
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Eldiven giymiş olan
1. Adam ise eldivenli eliyle zırhın öbür ucuna yapışmış, delikanlıyı sağa sola savurmaya başlamıştı.
1. Adam ise eldivenli eliyle zırhın öbür ucuna yapışmış, delikanlıyı sağa sola savurmaya başlamıştı.
2. Eldiveni olan
1. bir şey üzerinde çalışmaya başlamak
1. Sözlerini bambaşka bir anlayışla ele almış ve kendi kendine sormuştu.
1. Sözlerini bambaşka bir anlayışla ele almış ve kendi kendine sormuştu.
2. bir konuyu görüşmek
3. bir konuyu incelemek, araştırmak
1. Kamu düzeniyle ilgili bu konuların yanında toplum ve aile sorunları da ele alınıyordu.
1. Kamu düzeniyle ilgili bu konuların yanında toplum ve aile sorunları da ele alınıyordu.
4. herhangi bir şeyi iş edinmek
1. Fakat dediğim gibi ben yüzsüzlüğü ele almıştım.
1. Fakat dediğim gibi ben yüzsüzlüğü ele almıştım.
1. söz dinlememek, baskı altına alınmamak, zapt edilememek
1. İzmir'deyiz. Ele avuca sığmaz haşarı bir çocuğum.
1. İzmir'deyiz. Ele avuca sığmaz haşarı bir çocuğum.
2. şımarık davranmak
1. Hani vatandaşlarımız da güç, ele avuca sığmaz, kanmaz, doymaz insanlar olsa bari!
1. Hani vatandaşlarımız da güç, ele avuca sığmaz, kanmaz, doymaz insanlar olsa bari!
1. avuç içindeki çizgilere bakıp kişinin geleceğini okumak, el falına bakmak
2. muhtaç olmak
1. yakalamak
1. Hele onu bir elime geçireyim, görürsün, burnundan getireceğim.
1. Hele onu bir elime geçireyim, görürsün, burnundan getireceğim.
2. sahibi olmak
1. İstanbul'u ele geçirmek için bu muharebeye girdiklerini ilan etmekten başka bir şey yapamadılar.
1. İstanbul'u ele geçirmek için bu muharebeye girdiklerini ilan etmekten başka bir şey yapamadılar.
3. gizlenmek istenen bir şeyi elde etmek
1. yakalanmak
1. Nihayet bir defasında tam iki ay izini kaybetmiş, bir türlü ele geçmemişti.
1. Nihayet bir defasında tam iki ay izini kaybetmiş, bir türlü ele geçmemişti.
2. edinilmek
1. `kendisinin inanmadığı ve tutmadığı öğütleri başkalarına kolayca verir` anlamında kullanılan bir söz
1. suçlu bir kimseyi haber verip yakalatmak, ihbar etmek
1. Aman Ali Bey'in başı için beni ele vermeyin.
1. Aman Ali Bey'in başı için beni ele vermeyin.
2. herhangi kötü bir şey yapanın yaptığını herkese bildirmek
3. ortaya çıkarmak
1. İki kaşının arasında, yaşından ziyade asabiyetini ele veren birkaç çizgi belirdi.
1. İki kaşının arasında, yaşından ziyade asabiyetini ele veren birkaç çizgi belirdi.
1. isim , isim , isim , isim , Kötü, olumsuz iş veya hareketlerde önder olan kimse, sergerde
2. Oyunda arkadaşlarına baş olan çocuk
Telaffuz : ele'başı
1. isim , isim , isim , isim , Elebaşı olma durumu, sergerdelik
1. Kendi kişiliğimin bugün henüz böyle bir elebaşılığa yatkın olmadığını görebilecek kadar da gerçekçiyim.
1. Kendi kişiliğimin bugün henüz böyle bir elebaşılığa yatkın olmadığını görebilecek kadar da gerçekçiyim.
1. isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , meteoroloji , meteoroloji , isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , meteoroloji , meteoroloji , Gökkuşağı
1. Parça parça açılan minimini eleğimsağmalarda bütün renkler kaynaşıyordu.
1. Parça parça açılan minimini eleğimsağmalarda bütün renkler kaynaşıyordu.
Lisan : Arapça ʿalaʾim + semā
1. isim , isim , edebiyat , edebiyat , isim , isim , edebiyat , edebiyat , İçli, acıklı yakarışları, yakınmaları ve melankolik duyguları anlatan şiir
1. Salih Zeki Aktay 'Elejiler' başlıklı şiirler yazdı.
1. Salih Zeki Aktay 'Elejiler' başlıklı şiirler yazdı.
Lisan : Fransızca élégie
norton eleği
1. isim , isim , isim , isim , Taneli veya un gibi toz durumunda olan şeyleri yabancı maddelerden ayıklamak veya incesini kabasından ayırmak için kullanılan, tahta bir kasnak ve tek tarafa gerilmiş, gözenekli tel, kıl, bez vb.nden oluşan araç
1. Evden bir elek getirilecek, eleğin kenarına bir sopa konup kaldırılacak.
1. Evden bir elek getirilecek, eleğin kenarına bir sopa konup kaldırılacak.
1. isim , isim , isim , isim , Keçi kılından veya at yelesinden yapılmış iplikle dokunan ve sanayide bazı sıvıları süzmekte kullanılan özel dokuma türü
1. elemek
2. ayıklamak
3. araştırma sonunda doğruyu yanlışı, iyiyi kötüyü ayırmak
1. isim , isim , isim , isim , Elektrik enerjisini endüstri, ulaşım ve gündelik hayata uygulama, elektriklendirme
Lisan : Fransızca électrification