92406 kayıt bulundu.
1. isim , isim , isim , isim , Basım tekniğinin gelişmediği dönemlerde elle yazılmış kitap
1. Bir el yazması kitap buldum, görülmeye değer.
1. Bir el yazması kitap buldum, görülmeye değer.
1. zarf , zarf , zarf , zarf , Görmeden, elle yoklayarak
1. El yordamıyla ilerlemeyi sürdürürken, sanki karanlıkta bir gedik açılıyor, bir yerlerden içeriye ışık vuruyor.
1. El yordamıyla ilerlemeyi sürdürürken, sanki karanlıkta bir gedik açılıyor, bir yerlerden içeriye ışık vuruyor.
2. Fazla bilgi olmadan, deneme yanılma yoluyla
1. Ben de el yordamıyla çıkacağım bu yolculukta, yanıma neler alacağımı şöyle kaydettim.
1. Ben de el yordamıyla çıkacağım bu yolculukta, yanıma neler alacağımı şöyle kaydettim.
1. `deneyimsiz kişi kendisinin herkesten üstün olduğunu, her işi yapabileceğini sanır` anlamında kullanılan bir söz
1. isim , isim , isim , isim , Gözde sarıya çalan kestane rengi
2. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Bu renkte olan
1. Ela gözlerini sevdiğim dilber / Seni görmeyeli göresim geldi
1. Ela gözlerini sevdiğim dilber / Seni görmeyeli göresim geldi
Telaffuz : ela:
1. ünlem , ünlem , ünlem , ünlem , Bezginlik ve sızlanma anlatan bir söz
1. Dostlardan, yemişlerden, Hıristaki Pasajının güllerinden, zambaklarından elaman!
1. Dostlardan, yemişlerden, Hıristaki Pasajının güllerinden, zambaklarından elaman!
Lisan : Arapça elamān
Telaffuz : e'laman
1. zarf , zarf , eskimiş , eskimiş , zarf , zarf , eskimiş , eskimiş , Şimdi, şu anda, hâlâ, henüz, daha
1. Zaten evlerinde elan sinide, yer sofrasında yemek yiyorlar.
1. Zaten evlerinde elan sinide, yer sofrasında yemek yiyorlar.
Lisan : Arapça elān
Telaffuz : e'lan
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Esnek
Lisan : Fransızca élastique
Telaffuz : l ince okunur
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Esnek
Lisan : Fransızca élastique + Arapça -ī
Telaffuz : elastiki:, l ince okunur
1. isim , isim , isim , isim , Esneklik
Lisan : Fransızca élastique + Arapça -iyyet
Telaffuz : l ince okunur
1. isim , isim , isim , isim , Türkiye'nin Doğu Anadolu Bölgesi'nde yer alan illerinden biri
Özel: Evet
Telaffuz : elâ'zığ
1. isim , isim , isim , isim , Önceden haşlanarak hazırlanmış yağsız etin üzerine yoğurt ve çırpılmış yumurta karışımının dökülüp fırında pişirilmesiyle yapılan bir yemek
1. zarf , zarf , zarf , zarf , Elbette
1. Gelirken de elbet bir şeyler getiriyor yanında.
1. Gelirken de elbet bir şeyler getiriyor yanında.
Lisan : Arapça elbet
Telaffuz : e'lbet
1. zarf , zarf , zarf , zarf , Her hâlde, şüphesiz, kuşkusuz, elbet
1. Bu şato sahibi elbette şatonun her şeyiyle uğraşmak zorundadır.
1. Bu şato sahibi elbette şatonun her şeyiyle uğraşmak zorundadır.
Lisan : Arapça elbette
Telaffuz : elbe'tte
1. isim , isim , isim , isim , Kilis iline bağlı ilçelerden biri
Özel: Evet
Telaffuz : e'lbeyli
elbise dolabı, elbise askısı, resmî elbise, takım elbise, dalgıç elbisesi
1. isim , isim , isim , isim , Giysi
1. Üzerinde hafif elbiseler vardı, başı kavuksuzdu.
1. Üzerinde hafif elbiseler vardı, başı kavuksuzdu.
Lisan : Arapça elbise
1. isim , isim , isim , isim , Askı
1. Biri elbise askısı yapıyor, diğeri de yapılanları satıyor, böylece geçimlerini doğrultuyorlardı.
1. Biri elbise askısı yapıyor, diğeri de yapılanları satıyor, böylece geçimlerini doğrultuyorlardı.
1. isim , isim , isim , isim , İçindeki askılara giysi asılan, genellikle tahtadan yapılan ve özel bölmeleri olan mobilya
1. Bir defasında bunun elbise dolabının karanlık aynasında boğulan gün ışığı olduğunu anlamıştı.
1. Bir defasında bunun elbise dolabının karanlık aynasında boğulan gün ışığı olduğunu anlamıştı.
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Giysili
1. Bu anda narçiçeği elbiseli kadın belirir.
1. Bu anda narçiçeği elbiseli kadın belirir.