92406 kayıt bulundu.
1. isim , isim , matematik , matematik , isim , isim , matematik , matematik , Soyut sayı
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Saçma
1. Şam'daki caminin Ayasofya ile boy ölçüşebileceğini düşünmek bile absürt olur.
1. Şam'daki caminin Ayasofya ile boy ölçüşebileceğini düşünmek bile absürt olur.
Lisan : Fransızca absurde
1. ünlem , ünlem , halk ağzında , halk ağzında , ünlem , ünlem , halk ağzında , halk ağzında , Şaşma ve korku bildiren bir söz
1. Abu, neler oluyormuş!
1. Abu, neler oluyormuş!
Telaffuz : abu:
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , coğrafya , coğrafya , isim , isim , eskimiş , eskimiş , coğrafya , coğrafya , İklim
Lisan : Farsça āb + Arapça havā
Telaffuz : a:buhava:
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Akla, mantığa uymayan, düşünülmeden söylenen (söz), saçma sapan, abuk subuk, abidik gubidik
1. Bir rüyadan böyle abuk sabuk sonuçlar çıkardığım için kendimi suçlayarak bu tuhaf düşünceleri attım kafamdan.
1. Bir rüyadan böyle abuk sabuk sonuçlar çıkardığım için kendimi suçlayarak bu tuhaf düşünceleri attım kafamdan.
2. zarf , zarf , zarf , zarf , Akla, mantığa uymayan, saçma sapan bir biçimde, abuk subuk, abidik gubidik
1. isim , isim , isim , isim , Saçmalık
1. Abuk sabukluktan bir çizgi yaratan giysileri, ilginç takılarıyla çağdaş bir efsaneydi.
1. Abuk sabukluktan bir çizgi yaratan giysileri, ilginç takılarıyla çağdaş bir efsaneydi.
1. nesnesiz , nesnesiz , argo , argo , nesnesiz , nesnesiz , argo , argo , Saçmalamak
1. nesnesiz , nesnesiz , argo , argo , nesnesiz , nesnesiz , argo , argo , Saçmalaşmak
1. isim , isim , ruh bilimi , ruh bilimi , isim , isim , ruh bilimi , ruh bilimi , İrade yitimi
Lisan : Fransızca aboulie
1. sıfat , sıfat , halk ağzında , halk ağzında , sıfat , sıfat , halk ağzında , halk ağzında , Kaba saba ve anlayışsız (kimse)
2. Biçimsiz ve kötü giyinen, giyimine özen göstermeyen (kimse)
1. isim , isim , isim , isim , Yararı gözetilmeksizin rastgele yenilen şeyler
1. Havaların çok sıcak gitmesinden mi yoksa bu sıcaklarda abur cubur yediğim için mi, bilemem, dört gün önce birdenbire kıvrandırıcı bir ağrıyla yatağa düştüm.
1. Havaların çok sıcak gitmesinden mi yoksa bu sıcaklarda abur cubur yediğim için mi, bilemem, dört gün önce birdenbire kıvrandırıcı bir ağrıyla yatağa düştüm.
2. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , İşe yaramayan, boş
1. Olumlu, verimli bir işe adayacağı zamanını, abur cubur işlere harcamak ağırlarına gider.
1. Olumlu, verimli bir işe adayacağı zamanını, abur cubur işlere harcamak ağırlarına gider.
3. zarf , zarf , zarf , zarf , Yararsız bir biçimde
1. Dün gelen adam abur cubur konuştu, gitti.
1. Dün gelen adam abur cubur konuştu, gitti.