Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
ekseriyet

İlgili Kelimeler:

kahir ekseriyet

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Çoğunluk, çokluk

Örnek:

1. Ekseriyeti teşkil eden kadınlar korsesiz, hafif bir sabah esvabı ile geliyorlardı.

1. Ekseriyeti teşkil eden kadınlar korsesiz, hafif bir sabah esvabı ile geliyorlardı.


Lisan : Arapça eks̱eriyyet

ekseriyetle
Anlamı:

1. zarf , zarf , zarf , zarf , Genellikle

Örnek:

1. Şenlik pansiyonerleri de ekseriyetle iratları düzgün kimseler değildir.

1. Şenlik pansiyonerleri de ekseriyetle iratları düzgün kimseler değildir.

2. Çoğunlukla


Telaffuz : ekseriye'tle

eksi

İlgili Kelimeler:

eksi sayı, eksi uç

Anlamı:

1. isim , isim , matematik , matematik , isim , isim , matematik , matematik , Çıkarma işleminde - işaretinin adı, nakıs

2. sıfat , sıfat , matematik , matematik , sıfat , sıfat , matematik , matematik , Sıfırdan küçük, önünde eksi işareti bulunan (sayı), menfi, nakıs, negatif, artı karşıtı

3. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Eksiklik

Örnek:

1. Alışkanlıklarımız artılarıyla eksileriyle nelerdir, aktarılmıyor çocuklarımıza.

1. Alışkanlıklarımız artılarıyla eksileriyle nelerdir, aktarılmıyor çocuklarımıza.


ekşi

İlgili Kelimeler:

ekşi elma, ekşi kiraz, ekşikulak, ekşi maya, ekşi surat, ekşi yonca, ekşi yüz

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Sirke veya limon tadında olan

2. isim , isim , isim , isim , Bu tadı veren şey

Örnek:

1. Bu yemeğin ekşisi fazla kaçmış.

1. Bu yemeğin ekşisi fazla kaçmış.

3. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Uygunsuz, yakışıksız

Örnek:

1. Bu ekşi sözler, bu dik bakışlar, tabii hiç hoşlarına gitmedi.

1. Bu ekşi sözler, bu dik bakışlar, tabii hiç hoşlarına gitmedi.


ekşi elma
Anlamı:

1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Sert, sulu ve şeker oranı düşük bir tür elma

Örnek:

1. En sevdiği ve şifalı saydığı meyve de ekşi elma idi.

1. En sevdiği ve şifalı saydığı meyve de ekşi elma idi.


ekşi kiraz
Anlamı:

1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Vişne


ekşi maya
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bir önceki ekşi veya mayalı hamurdan alınıp bir süre fermente edildikten sonra yeni yapılmış bir hamuru mayalamak amacıyla kullanılan maya


eksi sayı
Anlamı:

1. isim , isim , matematik , matematik , isim , isim , matematik , matematik , Sıfırdan küçük sayı, negatif sayı


ekşi surat
Anlamı:

1. isim , isim , mecaz , mecaz , isim , isim , mecaz , mecaz , Küskünlük veya hoşnutsuzluk anlatan yüz, ekşi yüz


eksi uç
Anlamı:

1. isim , isim , fizik , fizik , isim , isim , fizik , fizik , Elektrikle yapılan ayrıştırmada sıvıya batırılıp akımın geçmesini sağlayan metal uçlardan eksi yüklü olanı, katot

2. Elektrikle yapılan temizleme, parlatma vb. işlemlerde yer alan eksi yüklü elektrot


ekşi yemedim ki karnım ağrısın
Anlamı:

1. çiğ yemedim ki karnım ağrısın


ekşi yonca
Anlamı:

1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Ekşi yoncagillerden, çok yıllık otsu bitki (Oxalis acetosella)


ekşi yoncagiller
Anlamı:

1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , İki çeneklilerden yapraklarında kuzukulağı asidi bulunan bir bitki familyası


ekşi yüz
Anlamı:

1. isim , isim , mecaz , mecaz , isim , isim , mecaz , mecaz , Ekşi surat


eksibe
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , jeoloji , jeoloji , isim , isim , eskimiş , eskimiş , jeoloji , jeoloji , Kumul


Lisan : Arapça eks̱ibe

eksibisyonizm
Anlamı:

1. isim , isim , ruh bilimi , ruh bilimi , isim , isim , ruh bilimi , ruh bilimi , Göstermecilik


Lisan : Fransızca exhibitionnisme

eksik

İlgili Kelimeler:

eksik artık, eksik etek, eksik gedik, tahtası eksik, yuları eksik

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Bir bölümü olmayan, noksan, natamam

Örnek:

1. Bu kitap eksik, baş tarafı yok.

1. Bu kitap eksik, baş tarafı yok.

2. Mükemmel olmayan, kusurlu, muallel, sakat

3. Az

4. isim , isim , isim , isim , İhtiyaç duyulan şey

Örnek:

1. Aynı zamanda, eski dönem edebiyatımızın sohbet ve mülakat türlerinde boşluk olan eksiğini tamamlıyordu.

1. Aynı zamanda, eski dönem edebiyatımızın sohbet ve mülakat türlerinde boşluk olan eksiğini tamamlıyordu.


eksik artık
Anlamı:

1. zarf , zarf , zarf , zarf , Elde ne varsa


eksik çıkmak
Anlamı:

1. tartı veya ölçü tam olmamak

Örnek:

1. Gemideki ganimetin her sayışta neden eksik çıktığı da böylece anlaşılmış oldu.

1. Gemideki ganimetin her sayışta neden eksik çıktığı da böylece anlaşılmış oldu.


eksik doğmak
Anlamı:

1. vaktinden önce veya organları gelişmeden doğmak


eksik etek
Anlamı:

1. isim , isim , mecaz , mecaz , isim , isim , mecaz , mecaz , Kadın


eksik etmemek
Anlamı:

1. her zaman bulundurmak

Örnek:

1. Sağ gözünden, güneş vurdukça sağa sola yansıyan tek gözlüğünü eksik etmezdi.

1. Sağ gözünden, güneş vurdukça sağa sola yansıyan tek gözlüğünü eksik etmezdi.


eksik gedik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Gereksinim duyulan ufak tefek şeyler

Örnek:

1. Bu inkılabın hiçbir noktasında eksik gedik bırakmayacağız.

1. Bu inkılabın hiçbir noktasında eksik gedik bırakmayacağız.


eksik gedik kapamak
Anlamı:

1. ufak tefek gereksinimleri karşılamak


eksik gelmek
Anlamı:

1. yetişmemek, yetmemek