Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
ekmeğini taştan çıkarmak
Anlamı:

1. geçimini sağlamakta çok becerikli olmak

2. en zor koşullarda bile kazancını sağlamak

Örnek:

1. Bu cins çocukların da ekmeğini taştan çıkarmak için ölürcesine çalıştıklarını görüyorum.

1. Bu cins çocukların da ekmeğini taştan çıkarmak için ölürcesine çalıştıklarını görüyorum.


ekmeğini yemek
Anlamı:

1. birisinin işinde çalışarak kendi geçimini sağlamak

Örnek:

1. Bedavadan ekmeğini yediği gazeteyi tekmeledikten sonra, aynı gazete geriye döneni tekrar bağrına nasıl basar?

1. Bedavadan ekmeğini yediği gazeteyi tekmeledikten sonra, aynı gazete geriye döneni tekrar bağrına nasıl basar?

2. geçim yönünden birisinin yardımından yararlanmak

Örnek:

1. Oğlunun ekmeğini yiyemeden öldü.

1. Oğlunun ekmeğini yiyemeden öldü.


ekmeğiyle oynamak
Anlamı:

1. geçim kaynağını tehlikeye düşürmek


Ön Takı : (birinin)

ekmek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Bir bitkiyi üretmek için toprağa tohum atmak veya gömmek

2. Toprağı ekip biçmek için kullanmak

Örnek:

1. Ancak senede otuz dönüm ekebiliyor.

1. Ancak senede otuz dönüm ekebiliyor.

3. -e , -e , -e , -e , Serpmek

Örnek:

1. Yemeğe biber ekmek.

1. Yemeğe biber ekmek.

4. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Bir şeyin başlamasına yol açacak sebepleri hazırlamak

Örnek:

1. Fesat tohumları ekenler kötü insanlardır.

1. Fesat tohumları ekenler kötü insanlardır.

5. argo , argo , argo , argo , Birini uydurma bir sebeple bırakıp gitmek, savuşmak, atlatmak

Örnek:

1. Lale ile Günnur kendilerini ektiğim için müthiş içerlemişler.

1. Lale ile Günnur kendilerini ektiğim için müthiş içerlemişler.

6. argo , argo , argo , argo , Parayı boşuna harcamak, ziyan etmek

7. argo , argo , argo , argo , Yarışta geçmek


ekmek

İlgili Kelimeler:

ekmek ağacı, ekmek ayvası, ekmek dolması, ekmek düşmanı, ekmek kadayıfı, ekmek kapısı, ekmek kavgası, ekmek kaygısı, ekmek kırıntısı, ekmek küfü, ekmek mayası, ekmek parası, ekmek tahtası, ekmek tatlısı, ekmek ufağı, ekmeği dizinde, etli ekmek, kuru ekmek, soğan ekmek, tahinli ekmek, tam ekmek, taş ekmek, tuz ekmek düşmanı, tuz ekmek hakkı, vişneli ekmek, zengin ekmek, arpa ekmeği, çarşı ekmeği, çavdar ekmeği, dürüm ekmeği, er ekmeği, ev ekmeği, glüten ekmeği, halk ekmeği, köy ekmeği, kuşekmeği, mısır ekmeği, sac ekmeği, tandır ekmeği, tava ekmeği, tost ekmeği, yufka ekmeği

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Tahıl unundan yapılmış hamurun fırında, sacda veya tandırda pişirilmesiyle yapılan yiyecek, nan, nanıaziz

Örnek:

1. Odayı, tatlı, sıcak bir kızarmış ekmek kokusu bürümüş.

1. Odayı, tatlı, sıcak bir kızarmış ekmek kokusu bürümüş.

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , İnsanı geçindirecek iş, kazanç

Örnek:

1. Biz iyi kötü tiyatroya bağlamışız ekmeğimizi.

1. Biz iyi kötü tiyatroya bağlamışız ekmeğimizi.

3. halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , Yemek, aş

Örnek:

1. Ekmeği bizde yiyelim mi? Allah ne verdiyse.

1. Ekmeği bizde yiyelim mi? Allah ne verdiyse.


ekmek ağacı
Anlamı:

1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Dutgillerden, sıcak ülkelerde yetişen, bol meyve veren, yaprakları beş veya yedi parçalı, çiçekleri küçük bir ağaç (Artocarpus incisa)

2. Bu ağacın kavun büyüklüğünde, esmer sarı renkli, beyaz etli ve biraz unlu olan meyvesi


ekmek aslanın ağzında
Anlamı:

1. `geçim sağlayacak bir iş bulmak ve para kazanmak kolay değildir` anlamında kullanılan bir söz


ekmek ayvası
Anlamı:

1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Gevrek ve sulu bir tür ayva


ekmek çarpsın!
Anlamı:

1. karşısındakini inandırmak için edilen yemin


ekmek dolması
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Soğan, maydanoz ve baharat karışımının içi boşaltılmış somun ekmeğe doldurulup pişirilmesi yoluyla hazırlanan bir yemek türü


ekmek düşmanı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bir ailede geçimin sağlanmasına katılmayan kimse


ekmek elden su gölden
Anlamı:

1. `kendisi çalışmayıp başkasının kazancıyla geçinme durumu` anlamında kullanılan bir söz

Örnek:

1. Uygar yaşamlarında ekmek elden su göldendi.

1. Uygar yaşamlarında ekmek elden su göldendi.


ekmek istemez su istemez
Anlamı:

1. `hiçbir masrafı yoktur` anlamında bir söz


ekmek kadayıfı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yuvarlak küçük pide biçiminde yapılıp kurutulduktan sonra yumurtaya bulanıp yağda kızartılan bir tür kadayıfa, ateş üzerinde koyu şeker şerbeti çektirilerek hazırlanan tatlı


ekmek kapısı
Anlamı:

1. isim , isim , mecaz , mecaz , isim , isim , mecaz , mecaz , Geçim sağlayan iş yeri

Örnek:

1. Banka tıkır tıkır işlemekte, üstelik kasabanın yeni yetmelerine ekmek kapısı olmaktadır.

1. Banka tıkır tıkır işlemekte, üstelik kasabanın yeni yetmelerine ekmek kapısı olmaktadır.


ekmek kavgası
Anlamı:

1. isim , isim , mecaz , mecaz , isim , isim , mecaz , mecaz , Geçim sağlamak için çalışıp uğraşma


ekmek kaygısı
Anlamı:

1. isim , isim , mecaz , mecaz , isim , isim , mecaz , mecaz , Geçim sağlama çabası


ekmek kırıntısı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Ekmek ufağı


ekmek küfü
Anlamı:

1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Ekmek, peynir vb. besinler üzerinde doğal olarak gelişen asklı mantar (Penicillium crustaceum)


ekmek mayası
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Ekmek yapımında hamurun mayalanmasını sağlayan madde


ekmek öpmek
Anlamı:

1. ekmeği öperek yemin etmek

Örnek:

1. Şevki ekmek öpüp çocukları üzerine yemin ettikçe onun içine baygınlıklar çöküyordu.

1. Şevki ekmek öpüp çocukları üzerine yemin ettikçe onun içine baygınlıklar çöküyordu.


ekmek parası
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Geçimi sağlayan para veya kazanç

Örnek:

1. Heriflere yalnız ekmek parası değil gönüllerine göre de iş bulacaksın.

1. Heriflere yalnız ekmek parası değil gönüllerine göre de iş bulacaksın.


ekmek tahtası
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Ekmeklik hamurun fırına sürülmek üzere hazırlandığı ve üzerine konulduğu uzun tahta


ekmek tatlısı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Ekmekten yapılan bir tatlı türü


ekmek ufağı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Ekmek kesilirken veya bölünürken dökülen parçacıklar, ekmek kırıntısı