92406 kayıt bulundu.
1. eksik, bozuk, yanlış, kusurlu bir işi sağlam ve doğru gibi göstermek
1. Ben doğrusu beğeniyorum, dedi, kadın yağ satıyor, yumurta satıyor, ekini belli etmiyor ya!
1. Ben doğrusu beğeniyorum, dedi, kadın yağ satıyor, yumurta satıyor, ekini belli etmiyor ya!
1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Etoburların gelişmiş dönemlerinde bağırsaklarında yaşayan bir tür tenya
Lisan : Fransızca échinocoque
1. isim , isim , gök bilimi , gök bilimi , isim , isim , gök bilimi , gök bilimi , Gün tün eşitliği
Lisan : Fransızca équinoxe
1. isim , isim , isim , isim , Kahramanmaraş iline bağlı ilçelerden biri
Özel: Evet
Telaffuz : eki'nözü
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Ekini olmayan
2. zarf , zarf , zarf , zarf , Ekin olmadan
1. Onun suçu sayılır denizin alçalması / Tarlaların ekinsiz, davarın aç kalması
1. Onun suçu sayılır denizin alçalması / Tarlaların ekinsiz, davarın aç kalması
1. isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , Ekilen şey
kaza kırım ekibi
1. isim , isim , isim , isim , Takım
1. Aramızda ekipler kuracağız, maçlar yapacağız, oyunlar oynayacağız.
1. Aramızda ekipler kuracağız, maçlar yapacağız, oyunlar oynayacağız.
Lisan : Fransızca équipe
ekipman yatırımı
1. isim , isim , isim , isim , Takım
Lisan : Fransızca équipement
1. isim , isim , isim , isim , Bir iş için gereken elemanları yetiştirmek, eğitmek için yapılan yatırım
1. isim , isim , tıp , tıp , isim , isim , tıp , tıp , Vücuda herhangi bir işlevi yerine getirmesi için yerleştirilen doku parçası veya yapay gereç
1. sıfat , sıfat , felsefe , felsefe , sıfat , sıfat , felsefe , felsefe , Seçmeci
1. Okurların bu eklektik bilgilerin temelini merak edip kitaplara başvuracağını umuyorlar.
1. Okurların bu eklektik bilgilerin temelini merak edip kitaplara başvuracağını umuyorlar.
Lisan : Fransızca éclectique
1. isim , isim , felsefe , felsefe , isim , isim , felsefe , felsefe , Seçmecilik
Lisan : Fransızca éclectisme
eklem bacaklılar, omuz eklemi
1. isim , isim , anatomi , anatomi , isim , isim , anatomi , anatomi , Vücut kemiklerinin uç uca veya kenar kenara gelip birleştiği yer, mafsal
1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Birbirine eklenmiş halkalardan oluşan, böcekler, örümcekler, kabuklular, çok ayaklılar vb. bölümlere ayrılan hayvan sınıfı, eklemliler
ekleme dişi
1. isim , isim , isim , isim , Eklemek işi
2. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Eklenmiş
1. isim , isim , mimarlık , mimarlık , isim , isim , mimarlık , mimarlık , Duvar dişi
1. -i , -i , -i , -i , Bir şeyi ekle tamamlamak, ulamak, ilave etmek
1. Bahçeye doğru bir çıkma mutfak yaptırmış, bu koca balkonu eklemiştir.
1. Bahçeye doğru bir çıkma mutfak yaptırmış, bu koca balkonu eklemiştir.
2. -e , -e , -i , -i , -e , -e , -i , -i , Bir şeyi ek olarak kullanmak
1. Bu kumaşı örtüye eklemeli.
1. Bu kumaşı örtüye eklemeli.