Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
egoistlik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bencillik


egoizm
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bencillik


Lisan : Fransızca égoïsme

egosantrik
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , felsefe , felsefe , sıfat , sıfat , felsefe , felsefe , Beniçincilik yanlısı

Örnek:

1. Kendi kafanızda ve kuruntunuzda yarattığınız egosantrik kişiliğinizden burada kurtulurdunuz.

1. Kendi kafanızda ve kuruntunuzda yarattığınız egosantrik kişiliğinizden burada kurtulurdunuz.


Lisan : Fransızca égocentrique

egosantrist
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Beniçinci


Lisan : Fransızca égocentriste

egosantrizm
Anlamı:

1. isim , isim , felsefe , felsefe , isim , isim , felsefe , felsefe , Beniçincilik


Lisan : Fransızca égocentrisme

egotizm
Anlamı:

1. isim , isim , felsefe , felsefe , isim , isim , felsefe , felsefe , Benlikçilik


Lisan : Fransızca égotisme

eğrelti

İlgili Kelimeler:

eğrelti otu, kartallı eğrelti otu

Anlamı:

1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Eğrelti otu


eğrelti otu
Anlamı:

1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Eğrelti otugillerden, kumlu yerlerde yetişen, 150 santimetre kadar yükselebilen, tıpta bağırsak kurtlarını düşürmek için kullanılan çok yıllık ve otsu bir bitki, aşkmerdiveni, eğrelti, fujer (Driopteris filix-mas)


eğrelti otugiller
Anlamı:

1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Damarlı çiçeksizlerden, örneği eğrelti otu olan bir bitki topluluğu


eğreti
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Belirli bir süre sonra kaldırılacak olan, geçici, muvakkat

Örnek:

1. O gün için oraya eğreti olarak getirilmişe benziyordu.

1. O gün için oraya eğreti olarak getirilmişe benziyordu.

2. İyi yerleşmemiş, yerini bulmamış olan

Örnek:

1. Konuk kadının durgunluğu evdeki tedirginliktendi, iğne üstünde oturuyormuşçasına eğretiydi duruşu.

1. Konuk kadının durgunluğu evdeki tedirginliktendi, iğne üstünde oturuyormuşçasına eğretiydi duruşu.

3. Takma

Örnek:

1. Eğreti diş. Eğreti bacak.

1. Eğreti diş. Eğreti bacak.

4. Belli belirsiz

5. Uyumsuz, yakışmamış

6. zarf , zarf , zarf , zarf , İyi yerleşmemiş, yerini bulmamış bir biçimde

Örnek:

1. Ayakları karada ama eğreti duruyorlar rıhtım taşları üzerinde.

1. Ayakları karada ama eğreti duruyorlar rıhtım taşları üzerinde.

7. zarf , zarf , zarf , zarf , Üstünkörü, ciddiye almadan

Örnek:

1. Her işi eğreti yapar oldun, her işi ucundan tutar oldun.

1. Her işi eğreti yapar oldun, her işi ucundan tutar oldun.


eğreti almak
Anlamı:

1. ödünç almak


eğreti ata binen tez iner
Anlamı:

1. emanet ata binen tez iner


eğreti kuyruk tez kopar
Anlamı:

1. `temeli olmayan işlere güvenilmez` anlamında kullanılan bir söz


eğreti oturmak
Anlamı:

1. bir yerde çok kısa süre kalacakmış gibi oturmak


eğreti vermek
Anlamı:

1. ödünç vermek


eğretileme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Eğretilemek işi

Örnek:

1. Kendi sarsak ahlak değerlerine bağlı yaşamaktadır. Bu da ilginç bir eğretilemeyle romana yedirilir.

1. Kendi sarsak ahlak değerlerine bağlı yaşamaktadır. Bu da ilginç bir eğretilemeyle romana yedirilir.

2. edebiyat , edebiyat , edebiyat , edebiyat , İstiare


eğretilemek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Ödünç almak

2. Eğreti olarak yapmak


eğretilik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Eğreti olma durumu

Örnek:

1. Holün orta yerinde, kötü bir eğretilik, tedirginlik duygusuna kapıldı.

1. Holün orta yerinde, kötü bir eğretilik, tedirginlik duygusuna kapıldı.


eğretiye almak
Anlamı:

1. bir yapının alt bölümünü onarmak için üstünü destekler üzerinde durdurmak


eğrez
Anlamı:

1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Eğirdir Gölü'nde yaşayan bir balık


eğri

İlgili Kelimeler:

eğri büğrü, eğri çehre, eğri söz, eğri yüz, boynueğri, boynu eğri, dümeni eğri, eteğine eğri, eş sıcak eğrisi, eş yükselti eğrisi, ışık eğrisi, izobar eğrisi, izohips eğrisi, izoterm eğrisi, uzay eğrisi, eğrisiyle doğrusuyla

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Doğru veya düz olmayan, bir noktasında yön değiştiren, çarpık, münhani, doğru karşıtı

Örnek:

1. Eğri bir yol.

1. Eğri bir yol.

2. Yay gibi kavislenmiş, eğmeçli, mukavves

Örnek:

1. Eğri kılıç.

1. Eğri kılıç.

3. Yatay veya düşey olmayan, bütünüyle bir yana eğilmiş bulunan, eğik, mail

Örnek:

1. Eğri bir masa.

1. Eğri bir masa.

4. zarf , zarf , zarf , zarf , Yanlış bir biçimde

Örnek:

1. Gazetecilik bu oğlum, eğri, doğru yazılıp çıkmalı.

1. Gazetecilik bu oğlum, eğri, doğru yazılıp çıkmalı.

5. isim , isim , isim , isim , Bir olayın şiddetindeki azalış ve çoğalışları gösteren çizgi

Örnek:

1. Sıcaklık eğrisi. Hava nemi eğrisi.

1. Sıcaklık eğrisi. Hava nemi eğrisi.

6. isim , isim , matematik , matematik , isim , isim , matematik , matematik , Doğru veya düz olmayan çizgi, yüzey


eğri (veya eğri gözle) bakmak
Anlamı:

1. kötü düşünce ile bakmak


eğri büğrü
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Yer yer eğrilmiş ve bükülmüş olan, çarpık çurpuk

Örnek:

1. Eğri büğrü sokaklarda kaybolduğumu sandığım bir dakikada birdenbire güzel bir meydana çıkıverdim.

1. Eğri büğrü sokaklarda kaybolduğumu sandığım bir dakikada birdenbire güzel bir meydana çıkıverdim.


eğri büğrülük
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Eğri büğrü olma durumu


eğri çehre
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , Asık suratlı