Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
edindirme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Edindirmek işi


edindirmek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Edinme işini yaptırmak


edinebilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Edinebilmek işi


edinebilmek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Edinme ihtimali veya imkânı bulunmak

Örnek:

1. Bende olmayanın hangisini sonradan edinebilirim?

1. Bende olmayanın hangisini sonradan edinebilirim?


edinilebilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Edinilebilmek işi


edinilebilmek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Edinilme ihtimali veya imkânı bulunmak


edinilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Edinilmek işi


edinilmek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Edinme işi yapılmak

Örnek:

1. İnsan hayatında ömür boyu tesirleri olan duygular, hayaller ve alışkanlıklar küçük yaşlarda edinilir.

1. İnsan hayatında ömür boyu tesirleri olan duygular, hayaller ve alışkanlıklar küçük yaşlarda edinilir.


edinim
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kazanma, iktisap


ediniverme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Edinivermek işi


edinivermek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Çabucak veya kısa sürede edinmek


Telaffuz : edini'vermek

edinme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Edinmek işi, kazanma, iktisap

Örnek:

1. Nasıl bir iş edinmeyi tasarladığını anlıyorum şimdi.

1. Nasıl bir iş edinmeyi tasarladığını anlıyorum şimdi.


edinmek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Kendini bir şeye sahip kılmak, kendine sağlamak, elde etmek, iktisap etmek

Örnek:

1. Başlangıçta ücretini düşük tutup el mahareti edindi.

1. Başlangıçta ücretini düşük tutup el mahareti edindi.


edinti
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Edinilen, kazanılan şey


edip
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Edebiyatla uğraşan, edebî eser veren kimse, yazar

Örnek:

1. Pek az hoşlandıklarım muhabirler, ediplerdir.

1. Pek az hoşlandıklarım muhabirler, ediplerdir.


Lisan : Arapça edīb

Telaffuz : edi:bi

Edirne
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Türkiye'nin Marmara Bölgesi'nde yer alan illerinden biri


Özel: Evet

Telaffuz : edi'rne

Edirnekâri
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Tahta üzerine boya ve altın yaldız ile yapılan nakış


Telaffuz : edirnekâ:ri

Edirneli
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Edirne ilinden olan kimse


Özel: Evet

Edirnelilik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Edirneli olma durumu


Özel: Evet

edisyon
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bası

2. Baskı


Lisan : Fransızca édition

editör
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yayımcı

2. Yazıları yeniden düzenleyerek yayıma hazırlayan kimse

Örnek:

1. Ben hem yazar hem de yazdıklarımın editörüydüm.

1. Ben hem yazar hem de yazdıklarımın editörüydüm.


Lisan : Fransızca éditeur

editörlük
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yayımcılık


ediverme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Edivermek işi


edivermek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Çabucak yapmak


Telaffuz : edi'vermek

edna
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , Çok aşağı, en alt düzeyde

Örnek:

1. İlmin âlâsı da olur, ednası da!

1. İlmin âlâsı da olur, ednası da!


Lisan : Arapça ednā

Telaffuz : edna: