Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
edep yahu
Anlamı:

1. kötü davranışlarda bulunanlara `utan, edebini takın` anlamında kullanılan bir söz


edep yeri
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , İnsanlarda üreme organlarının bulunduğu yer, ut yeri


edeplendirme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Edeplendirmek işi


edeplendirmek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Edeplenme işini yaptırmak


edepleniş
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Edeplenme işi


edeplenme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Edeplenmek işi


edeplenmek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Uslanmak, ince ve terbiyeli olmak


edepli

İlgili Kelimeler:

edepli edepli

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Uslu, ince, iyi ahlaklı, terbiyeli, müeddep

2. zarf , zarf , zarf , zarf , Ahlaka uygun bir biçimde

Örnek:

1. İstanbul'daki patronun edepli bulmadığı yazı buydu.

1. İstanbul'daki patronun edepli bulmadığı yazı buydu.


edepli edepli
Anlamı:

1. zarf , zarf , zarf , zarf , Uslu olarak, uslu uslu

Örnek:

1. Burada edepli edepli otur.

1. Burada edepli edepli otur.


edeplilik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Edepli olma durumu


edepsiz
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Utanılacak işleri sıkılmadan yapan, utanmaz, sıkılmaz, terbiyesiz (kimse)

Örnek:

1. Edepsiz herif en şiddetli ceza hangisi ise ona çarpılacaktır.

1. Edepsiz herif en şiddetli ceza hangisi ise ona çarpılacaktır.


edepsizce
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Terbiyesiz

Örnek:

1. Kanepenin üzerine oturup da bağırarak söylediğin edepsizce lakırtıları unuttun mu?

1. Kanepenin üzerine oturup da bağırarak söylediğin edepsizce lakırtıları unuttun mu?

2. zarf , zarf , zarf , zarf , (edepsi'zce) Terbiyesizce, utanmadan, edepsizcesine


edepsizcesine
Anlamı:

1. zarf , zarf , zarf , zarf , Edepsizce

Örnek:

1. Öyle, delicesine, edepsizcesine borç harç yer, yaşardı.

1. Öyle, delicesine, edepsizcesine borç harç yer, yaşardı.


Telaffuz : edepsi'zcesine

edepsizleşme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Edepsizleşmek işi


edepsizleşmek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Terbiyesizleşmek


edepsizlik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Utanmazlık, sıkılmazlık, terbiyesizlik, şirretlik

Örnek:

1. Edebiyata edepsizliği onlar soktu.

1. Edebiyata edepsizliği onlar soktu.


edeptir söylemesi
Anlamı:

1. halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , `affedersiniz, söylemesi ayıptır ama` anlamında kullanılan bir söz

Örnek:

1. Edeptir söylemesi, donuna kaçırmış.

1. Edeptir söylemesi, donuna kaçırmış.


eder
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Fiyat, paha, değer

Örnek:

1. Bu kitabın ederi ne kadar?

1. Bu kitabın ederi ne kadar?


edevat

İlgili Kelimeler:

alet edevat

Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Bir iş için gerekli olan malzemelerin, parçaların tümü

Örnek:

1. Taş binanın bir odasını mantarlardan, çivilerden ve balıkçı edevatından bir döşeme bürümüştü.

1. Taş binanın bir odasını mantarlardan, çivilerden ve balıkçı edevatından bir döşeme bürümüştü.


Lisan : Arapça edevāt

Telaffuz : edeva:tı

edi
Anlamı:

1. isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , İş yapma

2. Yapılan iş


Edi
Anlamı:

1. isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , Birbiriyle iyi anlaşan iki yaşlının baş başa kalışını anlatan Edi ile Büdü, Şakire Dudu deyiminde geçen bir söz


Özel: Evet

edibane
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , Terbiyeli, nazik

2. zarf , zarf , zarf , zarf , Edebiyatçıya yakışır bir biçimde


Lisan : Arapça edīb + Farsça -āne

Telaffuz : edi:ba:ne

edik
Anlamı:

1. isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , Yumuşak ve renkli sahtiyandan yapılmış yarım konçlu lapçın

2. Kısa çizme


edilebilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Edilebilmek işi


edilebilmek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Edilme ihtimali veya imkânı bulunmak