92406 kayıt bulundu.
1. -i , -i , -i , -i , Ebedî duruma getirmek, sonsuzlaştırmak, ölümsüzleştirmek
1. isim , isim , isim , isim , Ebedî olma durumu, sonsuzluk
1. Hayatta ne ebedîlik vardır ne süreklilik.
1. Hayatta ne ebedîlik vardır ne süreklilik.
1. zarf , zarf , zarf , zarf , Sonsuz olarak, sonsuzluğa kadar
1. Ebediyen sustuğuna ihtimal veremedim.
1. Ebediyen sustuğuna ihtimal veremedim.
2. Hiçbir zaman
1. Ebediyen gelmeyecek birisi, değil mi?
1. Ebediyen gelmeyecek birisi, değil mi?
Lisan : Arapça ebediyyen
Telaffuz : ebedi'yen
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Sonsuzluk
1. Bu iyiliğini ebediyete kadar unutmayacaktı.
1. Bu iyiliğini ebediyete kadar unutmayacaktı.
Lisan : Arapça ebediyyet
ağaç ebegümeci, Yahudi ebegümeci
1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Ebegümecigillerden, mor renkli çiçekleri ilaç, yaprakları sebze olarak kullanılan, kendiliğinden yetişen çok yıllık bir bitki (Malva siylvestris)
Telaffuz : ebe'gümeci
1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Ayrı taç yapraklı iki çeneklilerden, örnek bitkisi ebegümeci olan bir bitki familyası
1. isim , isim , meteoroloji , meteoroloji , isim , isim , meteoroloji , meteoroloji , Gökkuşağı
1. Şimdi çağlayanlar üstüne mayıs güneşi ebekuşağından köprüler atmış.
1. Şimdi çağlayanlar üstüne mayıs güneşi ebekuşağından köprüler atmış.
Telaffuz : ebe'kuşağı
1. isim , isim , isim , isim , Ebelemek işi
2. Mayalı hamuru bezelere ayırarak yufka durumuna getirip sac üzerinde pişirdikten sonra alt ve üst kısımlarının yağlanmasıyla yapılan ekmek
dil ebeliği, laf ebeliği, söz ebeliği
1. isim , isim , isim , isim , Ebe olma durumu
2. Ebenin yaptığı iş
3. Çocuk oyunlarında ebe olma durumu
1. Ebe sendin, yaklaş da gözlerini bağlayayım, ebelikten kolay kolay yakayı sıyıramazsın.
1. Ebe sendin, yaklaş da gözlerini bağlayayım, ebelikten kolay kolay yakayı sıyıramazsın.
1. isim , isim , meteoroloji , meteoroloji , isim , isim , meteoroloji , meteoroloji , Gökkuşağı
Telaffuz : ebe'mkuşağı
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Ebesi olmayan
2. zarf , zarf , zarf , zarf , Ebe bulunmaksızın, ebe olmaksızın
1. Ebesiz doğurdum, dedi.
1. Ebesiz doğurdum, dedi.
ezel ebet
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Sonu olmayan gelecek zaman, sonsuzluk
1. İşte bu, ezelden bilinmemiş, ebede kadar bilinmeyecektir.
1. İşte bu, ezelden bilinmemiş, ebede kadar bilinmeyecektir.
Lisan : Arapça ebed
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Anne ve baba
1. Ebeveynim çok bedbaht insanlardı.
1. Ebeveynim çok bedbaht insanlardı.
Lisan : Arapça ebeveyn
1. sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , Akılsız, budala, alık
Lisan : Arapça ebleh
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Ebleh durumuna gelmek
1. Hani bazı kadınlar vardır, hödük koca ile düşe kalka eblehleşir, içleri kararır, ispinoz gibi susar otururlar.
1. Hani bazı kadınlar vardır, hödük koca ile düşe kalka eblehleşir, içleri kararır, ispinoz gibi susar otururlar.
1. isim , isim , kimya , kimya , isim , isim , kimya , kimya , Yüz kısım kauçuğun otuz iki kısım kükürtle işlenmesinden elde edilen plastik madde
Lisan : Fransızca ébonite
1. isim , isim , isim , isim , Kâğıt süslemeciliğinde kitre, kola vb. yapıştırıcılarla yoğunlaştırılmış su üzerine, neft yağı ile sulandırılmış yağlı boya damlatılarak yapılan ve kâğıda geçirilen süs
Lisan : Farsça ebrī
Telaffuz : ebru:
1. isim , isim , isim , isim , Renkleri karıştırarak süs kâğıtları üzerine ebru yapan sanatçı