92406 kayıt bulundu.
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Düzeni olmayan veya düzeni bozuk, karışık, tertipsiz, intizamsız, gayrimuntazam, aritmik
1. Parasız, arkadaşsız, huzursuz, düzensiz, yarı aç yarı tok bir yaşam sürdürüyorduk.
1. Parasız, arkadaşsız, huzursuz, düzensiz, yarı aç yarı tok bir yaşam sürdürüyorduk.
2. Sistemsiz
1. isim , isim , isim , isim , Düzensiz olma durumu, tertipsizlik, intizamsızlık, nizamsızlık
1. Ne kadar alışılsa da düzensizlik insana üzüntü verir.
1. Ne kadar alışılsa da düzensizlik insana üzüntü verir.
1. isim , isim , mecaz , mecaz , isim , isim , mecaz , mecaz , Bir şeyi, bir durumu olduğundan değişik göstermek amacıyla hazırlanan düzen, mizansen
1. isim , isim , tiyatro , tiyatro , isim , isim , tiyatro , tiyatro , Yönetmenin oyuncuları oyuna uygun bir uyum içine sokması için yaptığı hazırlık, çalışma, mizansen
gelir düzeyi, hayat düzeyi, öğrenim düzeyi, su düzeyi, taban düzeyi, yaşam düzeyi
1. isim , isim , isim , isim , Bir yüzeyin veya bir noktanın yüksekliğindeki yatay sınır, seviye
1. Su düzeyi.
1. Su düzeyi.
2. Bir kursun basamaklarından her biri, kur (I)
3. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Bir nesnenin, bir kimsenin başka nesnelere veya kimselere göre olan değer ve yücelik derecesi, seviye
1. Eğitim düzeyi. Kültür düzeyi.
1. Eğitim düzeyi. Kültür düzeyi.
1. zarf , zarf , zarf , zarf , Düzeysiz bir biçimde, seviyesizce
Telaffuz : düzeysi'zce
1. isim , isim , isim , isim , Düzeyi, değeri düşük, bayağı olma durumu, seviyesizlik
1. isim , isim , felsefe , felsefe , toplum bilimi , toplum bilimi , isim , isim , felsefe , felsefe , toplum bilimi , toplum bilimi , Norm
eli ayağı düzgün, eli yüzü düzgün
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Doğru ve pürüzsüz, muntazam
1. Ayşe çayı demlemiş, düzgün dilimlerle francala kesiyordu.
1. Ayşe çayı demlemiş, düzgün dilimlerle francala kesiyordu.
2. Düzenli, kusursuz, insicamlı, rabıtalı, muntazam
3. İyi
1. Belli ki hâlleri vakitleri çok düzgün değil.
1. Belli ki hâlleri vakitleri çok düzgün değil.
4. zarf , zarf , zarf , zarf , Kurala uygun olarak, kusursuz bir biçimde
1. Düzgün konuşuyor.
1. Düzgün konuşuyor.
5. matematik , matematik , matematik , matematik , Kenar veya ayrıtları ile açıları birbirine eşit olan (biçim)
1. Düzgün çok yüzlü.
1. Düzgün çok yüzlü.
6. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Fondöten
1. zarf , zarf , zarf , zarf , Düzgün bir biçimde
1. Üstlerindekini çıkarıp düzgünce katlayarak koymaları beklenemezdi onlardan.
1. Üstlerindekini çıkarıp düzgünce katlayarak koymaları beklenemezdi onlardan.
2. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Biraz düzgün
1. İncerek, uzunca boylu, düzgünce yüzlü, sessiz, terbiyeli bir oğlan.
1. İncerek, uzunca boylu, düzgünce yüzlü, sessiz, terbiyeli bir oğlan.
Telaffuz : düzgü'nce
1. isim , isim , isim , isim , Düzgün yapan veya satan kimse
2. Gelinin düzgününü süren ve onu süsleyen kadın
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Yüzüne düzgün sürmüş olan
1. Suratı hâlâ düzgünlü, kirpikleri hâlâ sürmeli, deli saraylı bir kadıncağızmış.
1. Suratı hâlâ düzgünlü, kirpikleri hâlâ sürmeli, deli saraylı bir kadıncağızmış.
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Yüzüne düzgün sürmemiş olan
1. Şu kadını düzgünsüz, boyasız bir hâlde yakından bir görsem.
1. Şu kadını düzgünsüz, boyasız bir hâlde yakından bir görsem.
1. sıfat , sıfat , felsefe , felsefe , toplum bilimi , toplum bilimi , sıfat , sıfat , felsefe , felsefe , toplum bilimi , toplum bilimi , Kurallarla, yasalarla ilgili olan, kural, yasa koyan, normatif
2. Belirlenmiş kalıplar içinde olan, normatif
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Düzgüye uymayan, düzgüsü olmayan, anormal, normatif
1. isim , isim , isim , isim , Osmaniye iline bağlı ilçelerden biri
Özel: Evet
Telaffuz : dü'ziçi
1. isim , isim , isim , isim , Düz rakı
1. Kadeh kadeh düzikoyu yuvarlayarak...
1. Kadeh kadeh düzikoyu yuvarlayarak...
Lisan : Rumca
bir düzine
1. isim , isim , isim , isim , Aynı cinsten on iki parçanın oluşturduğu takım
2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Çok
1. Bundan sonra en kibar adamların bile düzineyle çocuklarını taşımalarına onların gürültüsü, cıvıltısı arasında yaşamalarına şaşmadım.
1. Bundan sonra en kibar adamların bile düzineyle çocuklarını taşımalarına onların gürültüsü, cıvıltısı arasında yaşamalarına şaşmadım.
Lisan : İtalyanca dozzina