92406 kayıt bulundu.
1. isim , isim , ruh bilimi , ruh bilimi , isim , isim , ruh bilimi , ruh bilimi , Derinin duyarlığını ölçmeye yarayan alet
Telaffuz : duyu'mölçer
1. sıfat , sıfat , biyoloji , biyoloji , sıfat , sıfat , biyoloji , biyoloji , Duyu organları ile ilgili
1. Duyumsal sinirler. İşitme, duyumsal bir görevdir.
1. Duyumsal sinirler. İşitme, duyumsal bir görevdir.
2. Duyuma ait, duyumla ilgili
1. Nihayet toplumsal çöküşün birey üzerinde yarattığı düşünsel, duyumsal karmaşaya geçilir.
1. Nihayet toplumsal çöküşün birey üzerinde yarattığı düşünsel, duyumsal karmaşaya geçilir.
1. -i , -i , -i , -i , Duyular aracılığıyla bir şeyi algılamak
1. Boğaziçi'nde yaşayan bir insan, kendisini kapanmış, bütünleşmiş bir mekânda duyumsar.
1. Boğaziçi'nde yaşayan bir insan, kendisini kapanmış, bütünleşmiş bir mekânda duyumsar.
1. isim , isim , felsefe , felsefe , isim , isim , felsefe , felsefe , Duygusuzluk az ve yavaş tepki gösteren, bunun sonucu duygulandırıcı sebeplere karşı ilgisiz kalan insanın niteliği
2. ruh bilimi , ruh bilimi , ruh bilimi , ruh bilimi , Düzgülü olarak türlü durumların harekete getirdiği ilgi ve duygulardan yoksun olma durumu
1. -i , -i , -i , -i , Duyumsamasına sebep olmak
1. Bu güz akşamı geçip giden tren öyle çok şeyler duyumsatıyor, öyle çok şeyler hatırlatıyor ki...
1. Bu güz akşamı geçip giden tren öyle çok şeyler duyumsatıyor, öyle çok şeyler hatırlatıyor ki...
1. isim , isim , isim , isim , Duyumsama durumu
1. Bomboş, tamtakır konuşmalara ve duygusuz duyumsayışlara romanında handiyse özellikle yer veriyordu.
1. Bomboş, tamtakır konuşmalara ve duygusuz duyumsayışlara romanında handiyse özellikle yer veriyordu.
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Borçlar
Lisan : Arapça duyūn
Telaffuz : düyu:nu
1. -e , -e , -i , -i , -e , -e , -i , -i , Duyurma ihtimali veya imkânı bulunmak
1. Bütün cümlelerinin özünü tamamlayan o hırıltılı seslere, o homurdanışlara söylettiği manaları nasıl duyurabilirsiniz?
1. Bütün cümlelerinin özünü tamamlayan o hırıltılı seslere, o homurdanışlara söylettiği manaları nasıl duyurabilirsiniz?
1. -e , -e , -i , -i , -e , -e , -i , -i , Duymasını sağlamak
1. Sesini duyuramadığını anlayarak daha kuvvetle tekrar etti.
1. Sesini duyuramadığını anlayarak daha kuvvetle tekrar etti.
2. İlan etmek
1. Zaman zaman tiyatrolar yeni dekorlar yaptıklarında bunu halka övünçle duyururlardı.
1. Zaman zaman tiyatrolar yeni dekorlar yaptıklarında bunu halka övünçle duyururlardı.
3. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Sezdirmek
duyuru tahtası, sesli duyuru, suç duyurusu
1. isim , isim , isim , isim , Herhangi bir olguyu, bir işi, bir durumu duyurmak için yayımlanan yazılı veya sözlü haber, ilan
1. isim , isim , isim , isim , Duyuruların üzerine yazıldığı veya yapıştırıldığı düz levha, duyuru tahtası, ilan panosu, ilan tahtası