92406 kayıt bulundu.
1. erkek kadınla veya kadın erkekle yasa ve töre dışı yakın ilişki kurmak
1. Beni tanımadan önce de beni tanıdıktan sonra da başka erkeklerle düşüp kalktı.
1. Beni tanımadan önce de beni tanıdıktan sonra da başka erkeklerle düşüp kalktı.
2. biriyle çok yakın arkadaşlık etmek
1. Onu bu hâle sokan düşüp kalktığı arkadaşlarıdır.
1. Onu bu hâle sokan düşüp kalktığı arkadaşlarıdır.
1. -e , -e , -i , -i , -e , -e , -i , -i , Düşürme ihtimali veya imkânı bulunmak
1. Arkasından yaklaşarak bir tokatta kasketini mangala düşürebilirim.
1. Arkasından yaklaşarak bir tokatta kasketini mangala düşürebilirim.
değer düşürme
1. isim , isim , isim , isim , Düşürmek işi
1. Arkadaşının münasebetsiz bir fiyat söyleyerek piyasayı düşürmesinden korkmuştu.
1. Arkadaşının münasebetsiz bir fiyat söyleyerek piyasayı düşürmesinden korkmuştu.
izdüşüren, solucan düşürücü, tansiyon düşürücü
1. -e , -e , -e , -e , Düşmesine yol açmak, düşmesine sebep olmak
1. Ben şimdi buracıkta tarağımı düşürmüşüm, gördünüz mü?
1. Ben şimdi buracıkta tarağımı düşürmüşüm, gördünüz mü?
2. -i , -i , -i , -i , Değerini, fiyatını indirmek
3. -i , -i , -i , -i , Azaltmak
4. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Vücuttan yavru, çocuk, taş, solucan vb. atmak
1. Çocuk solucan düşürüyor.
1. Çocuk solucan düşürüyor.
5. -i , -i , -i , -i , Görevi bıraktırmak
1. Bakanlar kurulunu düşürmek.
1. Bakanlar kurulunu düşürmek.
6. Uğratmak
1. Tehlikeye düşürmek.
1. Tehlikeye düşürmek.
7. -i , -i , -den , -den , -i , -i , -den , -den , Değerli bir şeyi ucuz veya kolay elde etmek
8. -i , -i , -i , -i , Zayıf bırakmak, gücünü azaltmak
1. Annemi verem iyiden iyiye düşürmüştü.
1. Annemi verem iyiden iyiye düşürmüştü.
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Düşürme işine konu olmak veya düşürme işi yapılmak
karşı düşürüm, değer düşürümü
1. isim , isim , isim , isim , Düşürme işi
2. ekonomi , ekonomi , ekonomi , ekonomi , Mallarda yapılan genel ucuzluk
1. -i , -i , -i , -i , Çabucak veya kısa sürede düşürmek
Telaffuz : düşürü'vermek
1. isim , isim , isim , isim , Düşme işi
1. Politikada iktidar antipatik olduğundan oradan düşüş insanı sempatik eder.
1. Politikada iktidar antipatik olduğundan oradan düşüş insanı sempatik eder.
1. isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , Düşük
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Ansızın veya kısa sürede düşmek
1. Başı bir yana düşüverdi, başladı ağzından iplik iplik kan sızmaya.
1. Başı bir yana düşüverdi, başladı ağzından iplik iplik kan sızmaya.
Telaffuz : düşü'vermek
dut hoşafı, dut kurusu, dut pekmezi, akdut, karadut, diken dutu, kâğıt dutu
1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Dutgillerden, kuzey yarım kürenin genellikle ılıman bölgelerinde yetişen, yapraklarıyla ipek böceği beslenen ağaç (Morus)
2. Bu ağacın, ak, kara, pembe renkte ekşi veya tatlı, sulu meyvesi
Lisan : Farsça tūt
1. isim , isim , isim , isim , Kurutulmuş dut, şeker ve suyun kaynatılması ile yapılan hoşaf