Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
düşünüverme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Düşünüvermek işi


düşünüvermek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Çabucak düşünmek


Telaffuz : düşünü'vermek

düşüp kalkmak
Anlamı:

1. erkek kadınla veya kadın erkekle yasa ve töre dışı yakın ilişki kurmak

Örnek:

1. Beni tanımadan önce de beni tanıdıktan sonra da başka erkeklerle düşüp kalktı.

1. Beni tanımadan önce de beni tanıdıktan sonra da başka erkeklerle düşüp kalktı.

2. biriyle çok yakın arkadaşlık etmek

Örnek:

1. Onu bu hâle sokan düşüp kalktığı arkadaşlarıdır.

1. Onu bu hâle sokan düşüp kalktığı arkadaşlarıdır.


düşürebilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Düşürebilmek işi


düşürebilmek fiil
Anlamı:

1. -e , -e , -i , -i , -e , -e , -i , -i , Düşürme ihtimali veya imkânı bulunmak

Örnek:

1. Arkasından yaklaşarak bir tokatta kasketini mangala düşürebilirim.

1. Arkasından yaklaşarak bir tokatta kasketini mangala düşürebilirim.


düşürme

İlgili Kelimeler:

değer düşürme

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Düşürmek işi

Örnek:

1. Arkadaşının münasebetsiz bir fiyat söyleyerek piyasayı düşürmesinden korkmuştu.

1. Arkadaşının münasebetsiz bir fiyat söyleyerek piyasayı düşürmesinden korkmuştu.


düşürmek fiil

İlgili Kelimeler:

izdüşüren, solucan düşürücü, tansiyon düşürücü

Anlamı:

1. -e , -e , -e , -e , Düşmesine yol açmak, düşmesine sebep olmak

Örnek:

1. Ben şimdi buracıkta tarağımı düşürmüşüm, gördünüz mü?

1. Ben şimdi buracıkta tarağımı düşürmüşüm, gördünüz mü?

2. -i , -i , -i , -i , Değerini, fiyatını indirmek

3. -i , -i , -i , -i , Azaltmak

4. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Vücuttan yavru, çocuk, taş, solucan vb. atmak

Örnek:

1. Çocuk solucan düşürüyor.

1. Çocuk solucan düşürüyor.

5. -i , -i , -i , -i , Görevi bıraktırmak

Örnek:

1. Bakanlar kurulunu düşürmek.

1. Bakanlar kurulunu düşürmek.

6. Uğratmak

Örnek:

1. Tehlikeye düşürmek.

1. Tehlikeye düşürmek.

7. -i , -i , -den , -den , -i , -i , -den , -den , Değerli bir şeyi ucuz veya kolay elde etmek

8. -i , -i , -i , -i , Zayıf bırakmak, gücünü azaltmak

Örnek:

1. Annemi verem iyiden iyiye düşürmüştü.

1. Annemi verem iyiden iyiye düşürmüştü.


düşürtme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Düşürtmek işi


düşürtmek fiil
Anlamı:

1. -e , -e , -i , -i , -e , -e , -i , -i , Düşürmesini sağlamak


düşürttürme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Düşürttürmek işi


düşürttürmek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Düşürtme işini yaptırmak


düşürülme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Düşürülmek işi


düşürülmek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Düşürme işine konu olmak veya düşürme işi yapılmak


düşürüm

İlgili Kelimeler:

karşı düşürüm, değer düşürümü

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Düşürme işi

2. ekonomi , ekonomi , ekonomi , ekonomi , Mallarda yapılan genel ucuzluk


düşürüş
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Düşürme işi


düşürüverme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Düşürüvermek işi


düşürüvermek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Çabucak veya kısa sürede düşürmek


Telaffuz : düşürü'vermek

düşüş
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Düşme işi

Örnek:

1. Politikada iktidar antipatik olduğundan oradan düşüş insanı sempatik eder.

1. Politikada iktidar antipatik olduğundan oradan düşüş insanı sempatik eder.


düşüt
Anlamı:

1. isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , Düşük


düşüverme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Düşüvermek işi


düşüvermek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Ansızın veya kısa sürede düşmek

Örnek:

1. Başı bir yana düşüverdi, başladı ağzından iplik iplik kan sızmaya.

1. Başı bir yana düşüverdi, başladı ağzından iplik iplik kan sızmaya.


Telaffuz : düşü'vermek

dut

İlgili Kelimeler:

dut hoşafı, dut kurusu, dut pekmezi, akdut, karadut, diken dutu, kâğıt dutu

Anlamı:

1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Dutgillerden, kuzey yarım kürenin genellikle ılıman bölgelerinde yetişen, yapraklarıyla ipek böceği beslenen ağaç (Morus)

2. Bu ağacın, ak, kara, pembe renkte ekşi veya tatlı, sulu meyvesi


Lisan : Farsça tūt

dut gibi olmak
Anlamı:

1. çok sarhoş olmak

2. utanmak, mahcup olmak


dut hoşafı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kurutulmuş dut, şeker ve suyun kaynatılması ile yapılan hoşaf


dut kurusu
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Dutun kurutulması ile elde edilen kuru yemiş