Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
düşündürmek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Düşünmesine sebep olmak, düşünmesine yol açmak

Örnek:

1. Yanlış tatbikat niçin seni bu türlü düşündürüyor?

1. Yanlış tatbikat niçin seni bu türlü düşündürüyor?

2. Akla getirmek, hatırlatmak

Örnek:

1. Yerlere serilmiş yapraklar, sonbaharın bir anne hâlinde büyük mateme kapanışını düşündürüyor.

1. Yerlere serilmiş yapraklar, sonbaharın bir anne hâlinde büyük mateme kapanışını düşündürüyor.

3. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Tasalandırmak, kaygılandırmak


düşündürmelik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Düşündürmeye yol açan şey


düşündürtme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Düşündürtmek işi


düşündürtmek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Düşündürmesine sebep olmak


düşündürücü
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Düşünmeye sebep olan, düşünmeye yol açan

Örnek:

1. Atalarımızın ar ve hayâ perdesi yırtılmak diye pek düşündürücü bir tabirleri vardır.

1. Atalarımızın ar ve hayâ perdesi yırtılmak diye pek düşündürücü bir tabirleri vardır.

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Tasalandıran, kaygılandıran

Örnek:

1. Bu açıklamalar ilginç tartışmalara yol açtı ve düşündürücü sorunlar çıktı ortaya.

1. Bu açıklamalar ilginç tartışmalara yol açtı ve düşündürücü sorunlar çıktı ortaya.


düşündürücülük
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Düşündürücü olma durumu


düşünebilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Düşünebilmek işi


düşünebilmek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Düşünme ihtimali veya imkânı bulunmak

Örnek:

1. Düşünebiliyor musun, gençler dışarı çıkmak ister ana babaları izin vermez.

1. Düşünebiliyor musun, gençler dışarı çıkmak ister ana babaları izin vermez.


düşünme

İlgili Kelimeler:

düşünme yasaları, duygusal düşünme

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Düşünmek işi, tefekkür

Örnek:

1. Yedi yıl önceki o ayları düşünmeme zaman kalmıyor.

1. Yedi yıl önceki o ayları düşünmeme zaman kalmıyor.

2. felsefe , felsefe , felsefe , felsefe , Duyum ve izlenimlerden, tasarımlardan ayrı olarak aklın bağımsız ve kendine özgü durumu

3. felsefe , felsefe , felsefe , felsefe , Karşılaştırmalar yapma, ayırma, birleştirme, bağlantıları ve biçimleri kavrama yetisi


düşünme yasaları
Anlamı:

1. isim , isim , felsefe , felsefe , isim , isim , felsefe , felsefe , Doğru olması gereken bir düşünmenin belli şartlar altında nasıl gerçekleştiğini gösteren kurallar


düşünmek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Aklından geçirmek, göz önüne getirmek

Örnek:

1. Ben şimdi o güzel çehreden başka / Ne bir yüz düşünür ne hatırlarım

1. Ben şimdi o güzel çehreden başka / Ne bir yüz düşünür ne hatırlarım

2. -de , -de , -de , -de , Bir sonuca varmak amacıyla bilgileri incelemek, karşılaştırmak ve aradaki ilgilerden yararlanarak düşünce üretmek, zihinsel yetiler oluşturmak, muhakeme etmek

Örnek:

1. Türlü şiir anlayışları üzerinde düşünmüş, zaman zaman türlü şairleri sevmiştir.

1. Türlü şiir anlayışları üzerinde düşünmüş, zaman zaman türlü şairleri sevmiştir.

3. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Zihniyle arayıp bulmak

Örnek:

1. Bu iş için ben bir çare düşündüm.

1. Bu iş için ben bir çare düşündüm.

4. Bir şeye karşı ilgili ve titiz davranmak

Örnek:

1. Durmadan geziyorsun, biraz da derslerini düşün.

1. Durmadan geziyorsun, biraz da derslerini düşün.

5. Akıl etmek, ne olabileceğini önceden kestirmek

Örnek:

1. Benim kayısılara müşteri çıkmam ihtimalini düşünmüştü.

1. Benim kayısılara müşteri çıkmam ihtimalini düşünmüştü.

6. Tasarlamak

Örnek:

1. Yola çıkmayı düşünüyorum.

1. Yola çıkmayı düşünüyorum.

7. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Tasalanmak, kaygılanmak

Örnek:

1. Bu kadar düşünme, elbette bir çare bulunur.

1. Bu kadar düşünme, elbette bir çare bulunur.

8. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Farz etmek


düşünsel
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Düşünce ile ilgili, düşünce sonucu ortaya çıkan, düşünceye dayanan, fikrî

Örnek:

1. Düşünsel düzeyini de bildiğine göre, öyle uzun boylu bir hazırlık yapması gerekmezdi.

1. Düşünsel düzeyini de bildiğine göre, öyle uzun boylu bir hazırlık yapması gerekmezdi.


düşünsellik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Düşünsel olma durumu


düşüntülü
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , felsefe , felsefe , sıfat , sıfat , felsefe , felsefe , Kurgusal


düşünücü
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Düşünür

Örnek:

1. Ben ne serbest düşünücüler bilirim ki destur demeden süprüntülüğe tükürmezler.

1. Ben ne serbest düşünücüler bilirim ki destur demeden süprüntülüğe tükürmezler.


düşünücülük
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Düşünücü olma durumu


düşünülebilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Düşünülebilmek işi


düşünülebilmek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Düşünülme ihtimali veya imkânı bulunmak

Örnek:

1. Ramazanın bu alışkanlıklardan bir çırpıda arınması düşünülebilir mi?

1. Ramazanın bu alışkanlıklardan bir çırpıda arınması düşünülebilir mi?


düşünülme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Düşünülmek işi


düşünülmek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Düşünme işine konu olmak

Örnek:

1. Uygarlık bağlamında Batı ve Doğu diye bir ayrım yapılmamakta bir bütün olarak düşünülmektedir.

1. Uygarlık bağlamında Batı ve Doğu diye bir ayrım yapılmamakta bir bütün olarak düşünülmektedir.


düşünüm
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Düşün, fikir, ide


düşünüp (veya düşünmek) taşınmak
Anlamı:

1. konuyu bütün yönleriyle inceleyip ona göre davranmak, iyice düşünmek

Örnek:

1. Düşündüm taşındım. Yani, insan dişi ağrırken ne kadar düşünüp taşınabilirse, o kadar düşünüp taşındım işte.

1. Düşündüm taşındım. Yani, insan dişi ağrırken ne kadar düşünüp taşınabilirse, o kadar düşünüp taşındım işte.


düşünür
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Genel sorunlar üzerine yeni ve kendine özgü düşünceleri olan kimse, düşünücü, mütefekkir

Örnek:

1. Bu ülkenin düşünürleri az değil.

1. Bu ülkenin düşünürleri az değil.


düşünürlük
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Düşünür olma durumu


düşünüş
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Düşünme işi, tefekkür

Örnek:

1. Bütün bu düşünüşler, Nihat'ı Muazzez'e olan kininden kurtaramıyordu.

1. Bütün bu düşünüşler, Nihat'ı Muazzez'e olan kininden kurtaramıyordu.

2. felsefe , felsefe , felsefe , felsefe , İnsanın, özellikle davranışlarına yön veren ahlak tutumu ve düşünme biçimi