92406 kayıt bulundu.
1. az olarak belirlemek
1. Başlangıçta ücretini düşük tutup el mahareti edindi.
1. Başlangıçta ücretini düşük tutup el mahareti edindi.
1. çocuk düşürmek
1. Evliliği sırasında altı düşük daha yapacak sonunda pes edecekti.
1. Evliliği sırasında altı düşük daha yapacak sonunda pes edecekti.
çenesi düşüklük, bağırsak düşüklüğü
1. isim , isim , isim , isim , Düşük olma durumu
1. Okuma yazma oranının düşüklüğü, bilinçlenmeyi engellediği ölçüde bir kargaşa ögesidir.
1. Okuma yazma oranının düşüklüğü, bilinçlenmeyi engellediği ölçüde bir kargaşa ögesidir.
2. Kurallara uymama durumu
3. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Adilik, bayağılık, seviyesizlik
1. isim , isim , isim , isim , Duyularla değil, zihinsel olarak tasarlanan, biçim verilen, canlandırılan nesne veya olay
1. kaba konuşmada , kaba konuşmada , kaba konuşmada , kaba konuşmada , kötü bir durumdan çıkar yol bulunamadığı zaman söylenen bir söz
düşünce alışverişi, düşünce özgürlüğü, ana düşünce, art düşünce, asli düşünce, aykırı düşünce, bilimsel düşünce, karşı düşünce
1. isim , isim , isim , isim , Uzay ve zamanın ötesinde, öznenin dışında, kendiliğinden var olan, duyularla değil, yalnızca ruhen algılanabilen asıl gerçeklik, mütalaa, fikir, ide, idea
1. Bu düşünce ona epeyce azap verdi.
1. Bu düşünce ona epeyce azap verdi.
2. Dış dünyanın insan zihnine yansıması
3. Niyet, tasarı
4. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Tasa, kaygı, sıkıntı
1. Benim de mi düşüncelerim olacaktı / Ben de mi böyle uykusuz kalacaktım?
1. Benim de mi düşüncelerim olacaktı / Ben de mi böyle uykusuz kalacaktım?
5. felsefe , felsefe , felsefe , felsefe , İlke, yönetici sav
1. isim , isim , isim , isim , Düşüncenin dış baskı ve yasaklarla sınırlandırılmaması, fikir hürriyeti
1. sıfat , sıfat , felsefe , felsefe , sıfat , sıfat , felsefe , felsefe , Gerçekte olmayıp yalnızca düşüncede, tasarım içinde var olan
2. Yalnız düşünce ile kavranabilen
ince düşünceli
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Düşüncesi olan
1. Özgür düşünceli. Kötü düşünceli.
1. Özgür düşünceli. Kötü düşünceli.
2. Düşünerek davranan, anlayışlı
1. Ben iyi ve düşünceli bir çocuktum.
1. Ben iyi ve düşünceli bir çocuktum.
3. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Kaygılı, tasalı
1. Ekrem, düşünceli gözlerle yüzüme baktı.
1. Ekrem, düşünceli gözlerle yüzüme baktı.
ince düşüncelilik
1. isim , isim , isim , isim , Düşünceli olma durumu
1. isim , isim , felsefe , felsefe , isim , isim , felsefe , felsefe , Düşüncel olma niteliği
2. Nesnel gerçekliği olan varlığın karşısında, salt düşünce veya tasarım olarak varlık
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Düşüncesi olmayan
2. Düşünmeden davranan, anlayışsız
3. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Tasasız, kaygısız
1. derin derin düşünmek
1. Rıhtımda bir aşağı bir yukarı dolaşanları seyre müsait bir iskemlede düşünceye daldım.
1. Rıhtımda bir aşağı bir yukarı dolaşanları seyre müsait bir iskemlede düşünceye daldım.