Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
durağan elektrik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kimyasal olarak enerjinin depo edildiği akümülatörün ürettiği elektrik


durağanlaşma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Durağanlaşmak durumu


durağanlaşmak fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Durağan duruma gelmek

Örnek:

1. Yenilikler, yıllarca üst üste durağanlaşmış toplumların yaşamına ekleniyordu.

1. Yenilikler, yıllarca üst üste durağanlaşmış toplumların yaşamına ekleniyordu.


durağanlık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Durağan olma durumu


durak

İlgili Kelimeler:

dolmuş durağı, emniyet durağı

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Tren, tramvay, otobüs, minibüs vb. genel taşıtların durmak zorunda olduğu veya durabileceği yer

Örnek:

1. İlk durakta otobüsten atlayarak geriye döndüm.

1. İlk durakta otobüsten atlayarak geriye döndüm.

2. Çok sayıda taksinin bir arada çalıştığı ve bağlı olduğu işletme

3. Kısa bir süre konaklanacak, durulacak yer

Örnek:

1. Sonraki durağımız sebzeci Mecit'in dükkânıydı.

1. Sonraki durağımız sebzeci Mecit'in dükkânıydı.

4. dil bilgisi , dil bilgisi , dil bilgisi , dil bilgisi , Konuşmada, anlamın gerektirdiği biçimde kelimeler arasındaki ses kesintisi

5. edebiyat , edebiyat , edebiyat , edebiyat , Hece ölçüsüyle yazılmış şiirlerde ölçü kalıpları içindeki durma yerleri

6. müzik , müzik , müzik , müzik , Bir ölçü uzunluğunda susma

7. eskimiş , eskimiş , eskimiş , eskimiş , Cümle sonundaki nokta


durakalma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Durakalmak işi


durakalmak fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Ne yapacağını bilemez bir biçimde durup kalmak


Telaffuz : dura'kalmak

duraklama
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Duraklamak işi

2. askerlik , askerlik , askerlik , askerlik , İlerlemekte olan bir birliğin, vakitsiz, yersiz ve düzensiz olarak yürüyüşünü durdurması


duraklamak fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Hareket durumundayken kısa bir süre için durmak veya arada bir durmak

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Bir süre ses çıkarmamak, bir şey söylememek, duraksamak, tereddüt etmek

Örnek:

1. Rüstem hayret içinde durakladı.

1. Rüstem hayret içinde durakladı.


duraklatış
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Duraklatma işi


duraklatma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Duraklatmak işi


duraklatmak fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Bir şeyin duraklamasını sağlamak


duraklayış
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Duraklama işi


duraklı

İlgili Kelimeler:

duraklı dalga

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Durağı olan

2. fizik , fizik , fizik , fizik , Hep aynı yerde kalan, hep aynı yerde tekrarlanan


duraklı dalga
Anlamı:

1. isim , isim , fizik , fizik , isim , isim , fizik , fizik , Bütün noktaları aynı anda, zıt ve aynı fazlı titreşimler yapan dalga, kararlı dalga


duraklık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Durak olma durumu

2. Durgunluk

Örnek:

1. Birkaç saniye bir şaşkınlık duraklığı geçirdikten sonra odaya çıktı.

1. Birkaç saniye bir şaşkınlık duraklığı geçirdikten sonra odaya çıktı.


duraksama
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Duraksamak işi, tereddüt

Örnek:

1. Kuşkularım ve duraksamalarımla, bir türlü durmuş oturmuş bir düzene kavuşamamanın acısını çekiyorum.

1. Kuşkularım ve duraksamalarımla, bir türlü durmuş oturmuş bir düzene kavuşamamanın acısını çekiyorum.


duraksamak fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Ne yapmak veya ne demek gerektiğini kestiremeyerek duraklamak, tereddüt etmek

Örnek:

1. Duraksadı, gülümsedi, kâğıda uzandı, yüzünden daha esmerdi eli, biçimliydi.

1. Duraksadı, gülümsedi, kâğıda uzandı, yüzünden daha esmerdi eli, biçimliydi.


duraksamalı
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Duraksayan, tereddütlü


duraksamasız
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Duraksaması olmayan, tereddütsüz


duraksatma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Duraksatmak işi


duraksatmak fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Duraksama işini yaptırmak


duraksayış
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Duraksama işi


duraksız

İlgili Kelimeler:

dursuz duraksız

Anlamı:

1. zarf , zarf , zarf , zarf , Otobüs mola vermeden, duraklarda durmadan (gitmek)

2. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Hareketli, oynak

3. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Herhangi bir durağa bağlı olarak çalışmayan (taksi)


duraksızlık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Duraksız olma durumu