Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
Dünya
Anlamı:

1. isim , isim , gök bilimi , gök bilimi , isim , isim , gök bilimi , gök bilimi , Güneş'e yakınlık bakımından üçüncü gezegen, acun


Özel: Evet

Lisan : Arapça dunyā

Telaffuz : dünya:

dünya (veya dünyalar) birinin olmak
Anlamı:

1. çok sevinmek

Örnek:

1. Suların üzerimize devrilmesinden önce yukarıya bir varsak dünya bizim olacaktı.

1. Suların üzerimize devrilmesinden önce yukarıya bir varsak dünya bizim olacaktı.


dünya ahret kardeşim (veya bacım) (olsun)
Anlamı:

1. bir kişiye kardeşlik duygusundan başka bir gözle bakılmadığını anlatan bir söz


dünya âlem
Anlamı:

1. zamir , zamir , halk ağzında , halk ağzında , zamir , zamir , halk ağzında , halk ağzında , Herkes, bütün insanlar


dünya başına dar olmak (veya gelmek)
Anlamı:

1. çok sıkılmak, büyük bir çaresizlik içinde kalmak


dünya başına yıkılmak
Anlamı:

1. çok sıkılmak, umutlarını yitirmek

Örnek:

1. Defteri abimin elinde görünce dünya başıma yıkıldı, basbayağı gözlerim karardı.

1. Defteri abimin elinde görünce dünya başıma yıkıldı, basbayağı gözlerim karardı.


dünya bir araya gelse
Anlamı:

1. `dünyadaki bütün insanlar engel olmaya kalksa bile` anlamında kullanılan bir söz

Örnek:

1. Bütün dünya bir araya gelse fikrimi değiştiremez.

1. Bütün dünya bir araya gelse fikrimi değiştiremez.

2. `dünyadaki bütün insanlar bir araya toplansa bile` anlamında kullanılan bir söz


dünya bir, işi bin
Anlamı:

1. `bu dünyada insanın hatır ve hayaline gelmeyen türlü türlü durumlar ortaya çıkar` anlamında kullanılan bir söz


dünya durdukça durasın!
Anlamı:

1. `çok yaşa, Tanrı sana sonsuz bir ömür versin!` anlamında kullanılan bir iyi dilek sözü


dünya görmüş
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , Çok gezmiş, çok yer görmüş

2. Deneyimli

Örnek:

1. Yaşama biçimleri birbirini pek andırmasa bile ikisi de dünya görmüş, iyi yetişmiş insanlardı.

1. Yaşama biçimleri birbirini pek andırmasa bile ikisi de dünya görmüş, iyi yetişmiş insanlardı.


dünya görüşlü
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Dünya görüşü olan


dünya görüşü
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Evrenin ve hayatın anlamını, amacını, değerini, insan varlığını ve davranışlarını bütünüyle kavramaya çalışan genel düşünce


dünya gözü ile görmek
Anlamı:

1. ölmeden önce görmek

Örnek:

1. Seni dünya gözüyle bir daha görmeyi nasip edene şükrolsun.

1. Seni dünya gözüyle bir daha görmeyi nasip edene şükrolsun.


dünya gözüne zindan olmak (veya görünmek veya kesilmek)
Anlamı:

1. büyük bir karamsarlık ve umutsuzluk içinde olmak


dünya güzeli
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , Çok güzel (kimse)


dünya kadar
Anlamı:

1. pek çok

Örnek:

1. Eve döneyim desen Feneryolu istasyonuna dünya kadar yol var.

1. Eve döneyim desen Feneryolu istasyonuna dünya kadar yol var.


dünya kelamı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Tanrı sözünden başka söz


dünya kelamı etmek
Anlamı:

1. konuşmak

2. konuşulmaması gereken yerde konuşmak


dünya malı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Varlık, servet

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , İnsanın hoşuna gidecek, huzur verecek durum ve şartların bütünü


dünya malı dünyada kalır
Anlamı:

1. `insan öldüğü zaman malını öbür dünyaya götüremez, bu nedenle gerek kendisi için gerekse hayırlı işler için para harcamaktan kaçınmamalıdır` anlamında kullanılan bir söz


dünya nimeti
Anlamı:

1. isim , isim , mecaz , mecaz , isim , isim , mecaz , mecaz , İnsanların dünyada yiyeceği, içeceği, kullanacağı imkânların tümü


dünya ölümlü, gün akşamlı
Anlamı:

1. `hiçbir durum sürekli değildir, her iyi durumun bir sonu vardır` anlamında kullanılan bir söz


dünya penceresi
Anlamı:

1. isim , isim , mecaz , mecaz , isim , isim , mecaz , mecaz , Göz


dünya Süleyman'a bile kalmamış
Anlamı:

1. `insan ne kadar zengin olursa olsun bu dünyadan göçüp gidecektir, bu nedenle dünyaya bel bağlamamalıdır` anlamında kullanılan bir söz


dünya tükenir, yalan tükenmez
Anlamı:

1. `dünyada çok sayıda yalancı vardır, bunları huylarından vazgeçirmek de imkânsızdır` anlamında kullanılan bir söz