Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
dümen

İlgili Kelimeler:

dümen bedeni, dümen boğazı, dümenevi, dümen neferi, dümen suyu, dümen yelpazesi, dümeni eğri, serdümen, baş dümeni

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Hava ve deniz taşıtlarında, taşıta istenilen yönü vermeye ve belirli bir doğrultuda götürmeye yarayan hareketli parça

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Yönetim, idare

3. argo , argo , argo , argo , Dalavere, hile

Örnek:

1. Hani öldürseler yaşayamazdı bensiz? Yalan mıydı? Dümen miydi?

1. Hani öldürseler yaşayamazdı bensiz? Yalan mıydı? Dümen miydi?


Lisan : İtalyanca timon

dümen bedeni
Anlamı:

1. isim , isim , denizcilik , denizcilik , isim , isim , denizcilik , denizcilik , Dümen boğazını oluşturmak için boydan boya konulan parça


dümen boğazı
Anlamı:

1. isim , isim , denizcilik , denizcilik , isim , isim , denizcilik , denizcilik , Dümenin, dümen yelpazesinden yukarı kalan bölümü


dümen çevirmek
Anlamı:

1. teklifsiz konuşmada , teklifsiz konuşmada , teklifsiz konuşmada , teklifsiz konuşmada , hileye, düzene başvurmak


dümen kırmak
Anlamı:

1. yön değiştirmek

Örnek:

1. Herhâlde kaçmayı düşünüyor olmalıydı. Yolun kenarındaki tek tük ağaçlara doğru dümen kırdı.

1. Herhâlde kaçmayı düşünüyor olmalıydı. Yolun kenarındaki tek tük ağaçlara doğru dümen kırdı.


dümen kullanmak
Anlamı:

1. argo , argo , argo , argo , bir işi kurnazca yönetmek


dümen neferi
Anlamı:

1. isim , isim , denizcilik , denizcilik , isim , isim , denizcilik , denizcilik , Gemilerde dümeni kullanan kimse

2. sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , En tembel

3. sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , En geride olan


dümen suyu
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Gemi giderken arkasında bıraktığı köpüklü iz

Örnek:

1. Geminin arkasına gittim, dümen suyunun bir yılan gibi uzayıp gittiğini gördüm.

1. Geminin arkasına gittim, dümen suyunun bir yılan gibi uzayıp gittiğini gördüm.


dümen suyunda gitmek
Anlamı:

1. birine bağımlı olmak, her şeyde ona uyarak davranmak


dümen tutmak
Anlamı:

1. denizcilik , denizcilik , denizcilik , denizcilik , teknenin gideceği yolu gözleyerek dümeni yönetmek

Örnek:

1. Kimimiz dümen tutar mavnalarda / Kimimiz çımacıdır halat başında

1. Kimimiz dümen tutar mavnalarda / Kimimiz çımacıdır halat başında


dümen yapmak
Anlamı:

1. argo , argo , argo , argo , dalavere, hile ile birini kandırmak, aldatmaya çalışmak


dümen yelpazesi
Anlamı:

1. isim , isim , denizcilik , denizcilik , isim , isim , denizcilik , denizcilik , Geminin ileri veya geri hareketinden meydana gelen su akıntısının baskı yaptığı dümen yüzeyi


dümenci
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Gemilerde dümeni kullanan kimse

2. sıfat , sıfat , argo , argo , sıfat , sıfat , argo , argo , Dalavereci, hileci, düzenbaz

3. sıfat , sıfat , argo , argo , sıfat , sıfat , argo , argo , En tembel

Örnek:

1. Bahriye Mektebinden dümenci yani sonuncu olarak çıktım.

1. Bahriye Mektebinden dümenci yani sonuncu olarak çıktım.


dümencilik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Dümencinin yaptığı iş

2. argo , argo , argo , argo , Dümenci olma durumu

3. argo , argo , argo , argo , En geride olma durumu, sonuncu olma durumu

Örnek:

1. Bu dümencilikle okulu on yılda zor bitirir.

1. Bu dümencilikle okulu on yılda zor bitirir.


dümenden
Anlamı:

1. zarf , zarf , argo , argo , zarf , zarf , argo , argo , Yalancıktan, gösteriş olarak


dümenevi
Anlamı:

1. isim , isim , denizcilik , denizcilik , isim , isim , denizcilik , denizcilik , Dümen boğazının geçmesi için kıç bodoslamasının üst ucuna ve teknenin kümbet olan bölümüne açılmış oval delik


Telaffuz : düme'nevi

dümeni eğri
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , şaka yollu , şaka yollu , sıfat , sıfat , şaka yollu , şaka yollu , Yan yan yürüyen (kimse)


dümeni elinde tutmak
Anlamı:

1. yönlendirici durumda olmak


dümeni kırmak
Anlamı:

1. argo , argo , argo , argo , çekip gitmek, kaçmak, uzaklaşmak


dümenine bakmak
Anlamı:

1. argo , argo , argo , argo , şartlar ne olursa olsun çıkarını gözetmek


dümenini bozmak
Anlamı:

1. argo , argo , argo , argo , hileli işe engel olmak

Örnek:

1. Müdür Bey'in onların dümenini bozabilecek bir kudreti olmadığı belliydi.

1. Müdür Bey'in onların dümenini bozabilecek bir kudreti olmadığı belliydi.


Ön Takı : (birinin)

dümenini elinde tutmak
Anlamı:

1. yönetmek, istediği yöne doğru götürmek

Örnek:

1. Başımıza gelenler, son elli yılda ekonominin dümenini elinde tutan sıfırlardan kaynaklanıyor.

1. Başımıza gelenler, son elli yılda ekonominin dümenini elinde tutan sıfırlardan kaynaklanıyor.


Ön Takı : (bir şeyin)

dümensiz
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Dümeni olmayan

Örnek:

1. Yelkensiz ve dümensiz kotra, şimdi bir kano sürati ile hareket ediyordu.

1. Yelkensiz ve dümensiz kotra, şimdi bir kano sürati ile hareket ediyordu.


Dumlupınar
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kütahya iline bağlı ilçelerden biri


Özel: Evet

Telaffuz : dumlu'pınar

dumping
Anlamı:

1. isim , isim , ekonomi , ekonomi , isim , isim , ekonomi , ekonomi , 343 düşürüm


Lisan : İngilizce dumping