Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
düğüm üstüne düğüm vurmak (atmak)
Anlamı:

1. parasını pintilik ederek saklamak


düğüm vurmak
Anlamı:

1. düğümlemek

2. parasını pintilik ederek saklamak, biriktirmek


düğümcük
Anlamı:

1. isim , isim , tıp , tıp , isim , isim , tıp , tıp , Ufak düğüm, nodül


düğümleme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Düğümlemek işi


düğümlemek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Düğüm yapmak

2. Düğüm yaparak bağlamak

Örnek:

1. Sandalın koltuğunu demir halkaya düğümledi.

1. Sandalın koltuğunu demir halkaya düğümledi.


düğümlenme

İlgili Kelimeler:

bağırsak düğümlenmesi

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Düğümlenmek durumu


düğümlenmek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Düğümle bağlanmak

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Sıkışmak

Örnek:

1. Trafik düğümlendi.

1. Trafik düğümlendi.

3. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Bütün sorunlar bir yerde toplanıp birleşmek


düğümleyebilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Düğümleyebilmek işi


düğümleyebilmek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Düğümleme ihtimali veya imkânı bulunmak


düğümlü
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Düğümlenmiş olan

2. Budaklı

Örnek:

1. Yüksek çınarların yamru yumru düğümlü dalları henüz yapraklarla örtülmemişti.

1. Yüksek çınarların yamru yumru düğümlü dalları henüz yapraklarla örtülmemişti.

3. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Sorunlu, karışık


düğümsüz
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Düğümü olmayan


düğümü (veya düğümünü) çözmek
Anlamı:

1. anlaşılmaz bir şeyi anlaşılır duruma getirmek

Örnek:

1. İçi ne kadar karışık olursa olsun, bu samimiyet her düğümü çözer.

1. İçi ne kadar karışık olursa olsun, bu samimiyet her düğümü çözer.


düğün

İlgili Kelimeler:

düğün alayı, düğün çiçeği, düğün çorbası, düğün dernek, düğünevi, düğün hamamı, düğün pilavı, düğün salonu, düğün yahnisi, sünnet düğünü

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Evlenme veya sünnet dolayısıyla yapılan tören, eğlence, cemiyet

Örnek:

1. Babam düğünün savaştan sonraya kalmasını uygun görmüş.

1. Babam düğünün savaştan sonraya kalmasını uygun görmüş.

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Bir olayı kutlamak için yapılan büyük eğlence veya tören


düğün alayı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Düğüne katılanların çalgı eşliğinde hep birlikte yürümesiyle oluşan topluluk


düğün aşıyla dost ağırlanmaz
Anlamı:

1. `ağırlamanın değeri, özel olarak hazırlanmasında, bir fedakârlık yapılmasındadır` anlamında kullanılan bir söz


düğün bayram etmek
Anlamı:

1. çok sevinmek, neşelenmek


düğün çiçeği
Anlamı:

1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Düğün çiçeğigillerin örnek bitkisi, turnaayağı, sütlüce (Ranunculus)


düğün çiçeğigiller
Anlamı:

1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , İki çeneklilerden, bazı türleri süs bitkisi olarak kullanılan bir familya


düğün çorbası
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Et, un, yoğurt katılarak özellikle düğünlerde yapılan ve üzerine kızgın yağ dökülen bir çorba türü

Örnek:

1. Muhteşem bir kâse içinde dumanı tüte tüte düğün çorbası gelmiş.

1. Muhteşem bir kâse içinde dumanı tüte tüte düğün çorbası gelmiş.


düğün değil bayram değil, eniştem beni niye öptü
Anlamı:

1. gösterilen yakınlığın, iltifatın gizli bir nedeni olduğu düşünüldüğünde söylenen bir söz


düğün dernek
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Evlenme dolayısıyla yapılan kutlama töreni ve eğlence


düğün dernek, hep bir örnek
Anlamı:

1. olayların veya yapılan işlerin hep birbirine benzediğini anlatan bir söz


düğün hamamı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Düğünden bir gün önce gelin ve yakınlarının hamama giderek eğlenmeleri


düğün olur iki kişiye, kaygısı düşer deli komşuya
Anlamı:

1. `akılsız kişi, başkalarının eğlence programlarında bir aksama olmasın diye çabalar` anlamında kullanılan bir söz


düğün pilavı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Düğünlerde özel olarak pişirilen pilav