92406 kayıt bulundu.
1. isim , isim , isim , isim , Buhar basıncından yararlanarak yemeği çabuk ve sağlıklı olarak pişiren bir tür metal tencere, düdüklü
söz düellosu
1. isim , isim , isim , isim , İki kişi arasında, tanıklar önünde yapılan silahlı vuruşma
2. İki kişi arasında tanıklar önünde yapılan sözlü atışma
3. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , İki siyasi, ekonomik güç arasındaki çatışma
Lisan : İtalyanca duello
Telaffuz : düe'llo, l ince okunur
1. isim , isim , müzik , müzik , isim , isim , müzik , müzik , İki ses veya iki müzik
2. İki kişi tarafından karşılıklı söylenen şarkı
Lisan : Fransızca duet
1. isim , isim , müzik , müzik , isim , isim , müzik , müzik , Bir kadın ve bir erkek sesin sözleri dönüşümlü olarak okudukları hafif müzik parçası
Lisan : İtalyanca duetto
Telaffuz : due'tto
1. isim , isim , müzik , müzik , isim , isim , müzik , müzik , Türk müziğinde bir birleşik makam
Lisan : Farsça dūgāh
Telaffuz : dügâ:hı
elektrik düğmesi, emniyet düğmesi, kadındüğmesi
1. isim , isim , isim , isim , Giyecek, yorgan vb.nin bazı yerlerine ilikleyici veya süs olarak dikilen kemik, metal, sedef gibi sert maddelerden yapılmış küçük tutturma aracı
1. Sımsıkı bağlanmış bir örme kese çıkarıyor, birer birer düğmelerini çözüyor.
1. Sımsıkı bağlanmış bir örme kese çıkarıyor, birer birer düğmelerini çözüyor.
2. Çevrilmek veya üzerine basılmak yoluyla bir elektrik akımını açan, kapayan, herhangi bir makineyi işleten veya durduran parça
1. Radyonun düğmesi.
1. Radyonun düğmesi.
3. hayvan bilimi , hayvan bilimi , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Üst deri altındaki kıkırdak ve yağdan oluşmuş düğme biçimindeki çıkıntı
1. Kalkan balığının düğmeleri.
1. Kalkan balığının düğmeleri.
1. -i , -i , halk ağzında , halk ağzında , -i , -i , halk ağzında , halk ağzında , Düğüm yapmak
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Düğmeleme işine konu olmak veya düğmeleme işi yapılmak, iliklenmek
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Düğmesi olan
1. Yukarıya kadar düğmeli bir botu vardı.
1. Yukarıya kadar düğmeli bir botu vardı.
2. Düğme ile tutturulan
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Düğmesi olmayan
1. Üstüne boynundan geçen, düğmesiz, yamalı ve partal bir yelek geçirmiş.
1. Üstüne boynundan geçen, düğmesiz, yamalı ve partal bir yelek geçirmiş.
2. Düğme ile tutturulamayan
1. düğümlemek
1. Bazı aileler resmî nikâh yanında bir de imam nikâhı kıyıveriyorlarmış. Bunu da bir paketin kınnapla bağlandıktan sonra düğmük üstüne düğmük atılmasına benzetiyorlar.
1. Bazı aileler resmî nikâh yanında bir de imam nikâhı kıyıveriyorlarmış. Bunu da bir paketin kınnapla bağlandıktan sonra düğmük üstüne düğmük atılmasına benzetiyorlar.
1. isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , Elendikten sonra geriye kalan en ince bulgur
2. Pirinç
düğüm düğüm, düğüm noktası, açmaz düğümü, balıkçı düğümü
1. isim , isim , isim , isim , İplik, ip, halat vb. bükülebilir şeyleri kıvırıp kendi üzerine veya birbirine dolayarak yapılan boğum
2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Anlaşılamayan, çözülemeyen karışık durum
3. bilişim , bilişim , bilişim , bilişim , Bilgisayar ağında başka birimlerle iletişim kurma yeteneği olan yazıcı, sunucu, bilgisayar vb. birim
4. edebiyat , edebiyat , edebiyat , edebiyat , Edebî eserlerde çapraşık olguların çözümlenmeden önce toplandığı en büyük merak unsuru
5. fizik , fizik , fizik , fizik , Gelen ve yansımış dalgaların girişimiyle oluşan kararlı dalgalarda titreşim genliğinin sıfır olduğu noktalardan her biri
1. Ardışık iki düğüm arası bir yarım dalga uzunluğudur.
1. Ardışık iki düğüm arası bir yarım dalga uzunluğudur.
1. düğümlemek
1. Bir ağıtla mendillerinin, yazmalarının ucuna düğüm attılar.
1. Bir ağıtla mendillerinin, yazmalarının ucuna düğüm attılar.
1. çok karışık bir duruma gelmek
2. birbirine geçmek
3. içinden çıkılmaz bir durum almak
1. isim , isim , isim , isim , Bir şeyin sonuçlanması için çözülmesi, açıklığa kavuşturulması gereken güç yanı