92406 kayıt bulundu.
dayalı döşeli
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Döşenmiş olan, mefruş
1. Bu genç adamın oturduğu daire basit fakat rahat döşeli üç odadır.
1. Bu genç adamın oturduğu daire basit fakat rahat döşeli üç odadır.
lağım döşemi
1. isim , isim , isim , isim , Tesisat
1. Elektrik döşemi. Sıcak su döşemi.
1. Elektrik döşemi. Sıcak su döşemi.
mozaik döşeme, taş döşeme
1. isim , isim , isim , isim , Döşemek işi
2. Yapılarda taban üzerine döşenen tahta vb. kaplama
1. Odanın döşemesine bakıyor, bir türlü bu yabancı yere bir ad koyamıyordu.
1. Odanın döşemesine bakıyor, bir türlü bu yabancı yere bir ad koyamıyordu.
3. Bir yapının döşenmesine yarayan her türlü eşya, mefruşat
4. Koltuk, kanepe, divan vb.nin kumaş, yay, pamuk vb. bölümleri
1. Bu patiska döşemeleri beraber ütüleyecektik.
1. Bu patiska döşemeleri beraber ütüleyecektik.
5. Taşıtların koltuk, taban, tavan vb. yerleri
6. edebiyat , edebiyat , edebiyat , edebiyat , Halk edebiyatında ve türkülerden önce söylenen, bazen tekerleme biçiminde olan uyaklı giriş bölümü
1. Hamama gitmek, yıkanmak, masallara, masal döşemelerine bile girdiği gibi halkımızın yaşama biçimlerine de karışmıştır.
1. Hamama gitmek, yıkanmak, masallara, masal döşemelerine bile girdiği gibi halkımızın yaşama biçimlerine de karışmıştır.
1. isim , isim , isim , isim , Antalya iline bağlı ilçelerden biri
Özel: Evet
Telaffuz : döşeme'altı
döşemeci çivisi
1. isim , isim , isim , isim , Döşeme yapan kimse
2. Perde, koltuk, kanepe vb. satan veya onaran kimse
1. isim , isim , isim , isim , Özellikle mobilya döşemeciliğinde kullanılan büyük başlı, gövdesi kare kesitli, sivri uçlu ve siyah renkli çivi
1. -i , -i , -i , -i , Bir tabanı, tahta, karo, mermer vb. yapı gereçleriyle kaplamak
2. Kumaş, halı vb.ni bir yeri iyice örtecek biçimde sermek
1. Yufkayı tepsiye döşedi. Salona halı döşedik.
1. Yufkayı tepsiye döşedi. Salona halı döşedik.
3. Bir ev veya dairenin oturulabilir duruma gelmesi için gerekli eşyayı oraya yerleştirmek
1. On parça eşya ile döşeyip süslenmiş yaz evi...
1. On parça eşya ile döşeyip süslenmiş yaz evi...
4. Boru, kablo vb. yerleştirmek, çekmek
1. Bir taraftan da raylarımızı döşüyorduk.
1. Bir taraftan da raylarımızı döşüyorduk.
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Döşemesi olan
1. Her muvakkat memuriyet odası gibi sade ve dağınık döşemeli bir yere girdiler.
1. Her muvakkat memuriyet odası gibi sade ve dağınık döşemeli bir yere girdiler.
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Yapılarda tabana döşemek için kullanılan (gereç)
2. Kanepe, koltuk vb.nin kaplanmasına elverişli (kumaş)
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Döşemesi olmayan
1. O çıkış da sayfiyeye gider gibi, o kadar hürmetsizce, o kadar çabuk olmuş ki saray döşemesiz, eşyasız tamtakır kalmış.
1. O çıkış da sayfiyeye gider gibi, o kadar hürmetsizce, o kadar çabuk olmuş ki saray döşemesiz, eşyasız tamtakır kalmış.
dayamsız döşemsiz
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Döşemi olmayan
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Döşenme ihtimali veya imkânı bulunmak
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Döşeme işi yapılmak
1. Yılına kalmadı, hepsi düzeldi, döşenip donandı.
1. Yılına kalmadı, hepsi düzeldi, döşenip donandı.
2. -e , -e , teklifsiz konuşmada , teklifsiz konuşmada , -e , -e , teklifsiz konuşmada , teklifsiz konuşmada , Birine kızarak kötü ve küçük düşürücü sözler söylemek
3. teklifsiz konuşmada , teklifsiz konuşmada , teklifsiz konuşmada , teklifsiz konuşmada , Uzun uzadıya ve yererek yazmak
1. Başyazar bu olay üzerine gene döşenmiş.
1. Başyazar bu olay üzerine gene döşenmiş.
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Döşetme ihtimali veya imkânı bulunmak