Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
dörtlü final
Anlamı:

1. isim , isim , spor , spor , isim , isim , spor , spor , Dört takımın katılımı ile oynanan final maçları


dörtlü ganyan
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , At yarışlarında aynı gün üzerine bahis konulan ve birbiri ardınca düzenlenen dört koşunun birincilerini tahmin etme biçiminde oynanan oyun


dörtlük

İlgili Kelimeler:

altmışdörtlük, dört dörtlük, ondörtlük

Anlamı:

1. isim , isim , matematik , matematik , isim , isim , matematik , matematik , Birbirine dik iki çap boyunca dörde bölünmüş dairenin her bir dilimi

2. edebiyat , edebiyat , edebiyat , edebiyat , Dört dizelik bölümlerden oluşmuş şiir veya şiir parçası, kıta

3. müzik , müzik , müzik , müzik , Birlik notanın dörtte biri uzunluğunda nota

4. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Dört taneden oluşmuş, dört tane alabilen

Örnek:

1. Dörtlük cezve.

1. Dörtlük cezve.


dörtnal
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Atın en hızlı koşma biçimi

Örnek:

1. Dörtnal giden atların köpüklü boynuna bir daha yatmayacak.

1. Dörtnal giden atların köpüklü boynuna bir daha yatmayacak.

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Bir işi çok çabuk yapma, acele etme


Telaffuz : dö'rtnal

dörtnala
Anlamı:

1. zarf , zarf , zarf , zarf , At, dörtnal koşarak

Örnek:

1. Aydınlıktan huylanan atlar şaha kalkarak deli gibi dörtnala ileri atılıyorlardı.

1. Aydınlıktan huylanan atlar şaha kalkarak deli gibi dörtnala ileri atılıyorlardı.


dörtnala kaldırmak
Anlamı:

1. dörtnal koşturmaya başlamak

Örnek:

1. Atı dörtnala kaldırdı.

1. Atı dörtnala kaldırdı.


dörtnala kalkmak
Anlamı:

1. dörtnal koşmak

Örnek:

1. Atlar bazen dörtnala kalkıyor, bazen tırısa geçiyordu.

1. Atlar bazen dörtnala kalkıyor, bazen tırısa geçiyordu.


dörttek
Anlamı:

1. isim , isim , spor , spor , isim , isim , spor , spor , Kürek yarışlarında sancak ve iskelesinde ikişer tek küreği olan tekne


Telaffuz : dö'rttek

Dörtyol
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Hatay iline bağlı ilçelerden biri


Özel: Evet

Telaffuz : dö'rtyol

doru

İlgili Kelimeler:

yağız doru, kestane dorusu

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Gövdesi kızıl, ayakları ve yelesi koyu renkli olan, yağız (at)

2. Kızıl (at donu)


doruk

İlgili Kelimeler:

doruk çizgisi, doruk dal, doruk noktası, doruk toplantısı, dip doruk, din doruğu

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Dağ, ağaç vb. yüksek şeylerin tepesi, en yüksek yeri, zirve, şahika

Örnek:

1. Dağ doruğu gibi yüce, pembemsi bir kaya yükseldi iskelemizde.

1. Dağ doruğu gibi yüce, pembemsi bir kaya yükseldi iskelemizde.

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , En üstün başarı düzeyi

Örnek:

1. Dorukta yalnız kalmak ve doruktan başlamak ne kadar da zormuş meğer.

1. Dorukta yalnız kalmak ve doruktan başlamak ne kadar da zormuş meğer.

3. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Heyecan, sevinç, coşku vb. duygularda ulaşılan en üst nokta


doruk çizgisi
Anlamı:

1. isim , isim , coğrafya , coğrafya , isim , isim , coğrafya , coğrafya , Yüksek dağlarda, doruk uçlarını birbirine bağlayan ve bitişik iki aklanı ayıran sınır


doruk dal
Anlamı:

1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Aşıdan gelişen sürgünün dik uzaması ile oluşan ve ağacın gövdesini meydana getiren dal


doruk noktası
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bir gelişmede gelinen en önemli, heyecanlı veya etkili durum

2. Halk oyunlarının kurgusuyla seyircinin beklenti ve heyecan noktalarının en üst düzeye ulaştığı an


doruk toplantısı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Devlet katındaki en yetkili kişilerin bir araya gelerek yaptıkları görüşme, zirve toplantısı


doruklama
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Doruklamak işi

2. zarf , zarf , zarf , zarf , Tepeleme


doruklamak fiil
Anlamı:

1. -i , -i , halk ağzında , halk ağzında , -i , -i , halk ağzında , halk ağzında , Bir kabı tepeleme doldurmak


dorum
Anlamı:

1. isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , Deve yavrusu


döş

İlgili Kelimeler:

döşgömü, döl döş

Anlamı:

1. isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , Göğüs, bağır

Örnek:

1. Bana yastık olsun döşlerin güzel.

1. Bana yastık olsun döşlerin güzel.

2. Kaburga altı


dosdoğru
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Çok doğru

2. zarf , zarf , zarf , zarf , Sağa sola sapmadan

Örnek:

1. Dosdoğru dayımın karşısına geçerek bağırdım.

1. Dosdoğru dayımın karşısına geçerek bağırdım.


Telaffuz : do'sdoğru

dosdoğruluk
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Dosdoğru olma durumu


döşeğe düşmek
Anlamı:

1. yatağa düşmek


döşek

İlgili Kelimeler:

ölüm döşeği, rahat döşeği

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yatak

Örnek:

1. Yerinde olsaydım rahat bir döşek bulur, uyurdum.

1. Yerinde olsaydım rahat bir döşek bulur, uyurdum.

2. Gemi gövdesinde, su basıncı, çarpma, karaya oturma vb. durumlarda darbeleri karşılayabilecek, yük ve makinelerin ağırlığına dayanabilecek dirençteki yapı gereci

3. halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , Dövülmek üzere harman yerine serilen ekin sapları


döşekli
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Döşeği olan

2. isim , isim , denizcilik , denizcilik , isim , isim , denizcilik , denizcilik , Yalpası az olan yayvan gemi


döşeksiz
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Döşeği olmayan