Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
donanmasız
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Donanması olmayan

2. zarf , zarf , zarf , zarf , Donanması olmadan

Örnek:

1. Devlet hem ordusuz hem donanmasız kalıyor.

1. Devlet hem ordusuz hem donanmasız kalıyor.


donanmasızlık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Donanmasız olma durumu


donatabilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Donatabilmek işi


donatabilmek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Donatma ihtimali veya imkânı bulunmak


donatı
Anlamı:

1. isim , isim , askerlik , askerlik , isim , isim , askerlik , askerlik , Teçhizat


donatılı
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Donatısı olan


donatılma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Donatılmak işi


donatılmak fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Donatma işine konu olmak veya donatma işi yapılmak

Örnek:

1. Bu yüzden kuruyordu o birbirinden leziz mezelerle, iştah açıcı yemeklerle donatılmış rakı masalarını.

1. Bu yüzden kuruyordu o birbirinden leziz mezelerle, iştah açıcı yemeklerle donatılmış rakı masalarını.


donatım

İlgili Kelimeler:

ordu donatım

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Donatma, teçhiz

2. Bir fabrikayı, bir havaalanını, bir spor kuruluşunu veya bir askerî birliği etkinlik göstermesi için gerekli araç ve gereçlerle donatma

3. Bir sanat eserinde ikinci derecede olan ayrıntılar, yardımcı ögeler

Örnek:

1. Orta oyununda dekor gibi donatıma da pek az yer verilmiştir.

1. Orta oyununda dekor gibi donatıma da pek az yer verilmiştir.


donatımcı
Anlamı:

1. isim , isim , sinema , sinema , tiyatro , tiyatro , isim , isim , sinema , sinema , tiyatro , tiyatro , Bir film veya tiyatro eseri için gerekli sahne donatımı işini yöneten kimse


donatış
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Donatma işi


donatısız
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Donatısı olmayan


donatma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Donatmak işi, teçhiz


donatmak fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Birinin giyimini sağlamak

2. Süslemek

Örnek:

1. Bütün bahçeyi donanma gecelerinde olduğu gibi fenerlerle, renkli fanuslarla donatmışlar; bayraklar asmışlar.

1. Bütün bahçeyi donanma gecelerinde olduğu gibi fenerlerle, renkli fanuslarla donatmışlar; bayraklar asmışlar.

3. Bir şeyin iş görebilmesi için gereken nesneleri, gereçleri katmak, teçhiz etmek

Örnek:

1. Türk askerini donatmak için yılda 570 dolar yeter.

1. Türk askerini donatmak için yılda 570 dolar yeter.

4. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Sövmek

5. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Azarlamak


donattırma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Donattırmak işi


donattırmak fiil
Anlamı:

1. -e , -e , -i , -i , -e , -e , -i , -i , Donatma işini yaptırmak


donayazma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Donayazmak durumu


donayazmak fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Donma tehlikesi atlatmak, az kalsın donmak


Telaffuz : dona'yazmak

dönbaba
Anlamı:

1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Turnagagası


Telaffuz : dö'nbaba

dondurabilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Dondurabilmek işi


dondurabilmek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Dondurma ihtimali veya imkânı bulunmak

Örnek:

1. İşte bu zula, bir Avrupalının beynini dondurabilir.

1. İşte bu zula, bir Avrupalının beynini dondurabilir.


donduraç
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Derin dondurucu


döndürebilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Döndürebilmek işi


döndürebilmek fiil
Anlamı:

1. -e , -e , -i , -i , -e , -e , -i , -i , Döndürme ihtimali veya imkânı bulunmak


dondurma

İlgili Kelimeler:

kaymaklı dondurma, Maraş dondurması

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Dondurmak işi

2. Şekerli sütün veya meyve sularının dondurulmasıyla hazırlanan soğuk yiyecek

Örnek:

1. Dondurmalarını yalaya yalaya dolaşmaya başladılar.

1. Dondurmalarını yalaya yalaya dolaşmaya başladılar.