Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
don çözülmek
Anlamı:

1. hava ısınarak buzlar erimeye başlamak


don gömlek
Anlamı:

1. zarf , zarf , teklifsiz konuşmada , teklifsiz konuşmada , zarf , zarf , teklifsiz konuşmada , teklifsiz konuşmada , Üzerinde sadece iç çamaşırı var denilecek kadar soyunmuş durumda

Örnek:

1. Beş numaranın önünde don gömlek, beş altı kişilik bir toplantı vardı.

1. Beş numaranın önünde don gömlek, beş altı kişilik bir toplantı vardı.


don gömlek kalmak
Anlamı:

1. her şeyini kaybetmek


don kesmek
Anlamı:

1. halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , bitki soğuktan bozulmak, donmak


don tutmak
Anlamı:

1. buz tutmak, donmak


don yağı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Normal sıcaklıkta katı durumda bulunan ve içyağlarının eritilmesiyle elde edilen hayvansal yağ

2. sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , Soğuk ve sevimsiz (kimse)


don yağı gibi
Anlamı:

1. konuşmayan, hareketsiz (kimse)


don yağının tortusu gibi kalmak (veya oturmak)
Anlamı:

1. çevresindekilerle iletişim kurmadan ilgisiz ve donuk kalmak


dona çekmek
Anlamı:

1. hava, suları donduracak derecede soğumak


donabilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Donabilmek işi


donabilmek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Donma ihtimali veya imkânı bulunmak

Örnek:

1. Bu eller, vücuda getireceği tesirle duman ve ateş içinde, bütün bir memleketin son feryadını uyandırarak soğuyup donabilirdi.

1. Bu eller, vücuda getireceği tesirle duman ve ateş içinde, bütün bir memleketin son feryadını uyandırarak soğuyup donabilirdi.


donakalma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Donakalmak durumu


donakalmak fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Şaşırıp bir süre ne yapacağını, ne diyeceğini bilememek

Örnek:

1. Kaşlarını kaldırarak kafasını salladığı saniye donakalmıştım.

1. Kaşlarını kaldırarak kafasını salladığı saniye donakalmıştım.


Telaffuz : dona'kalmak

donam
Anlamı:

1. isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , Bir evin kapı, pencere, tavan, döşeme vb. bölümleri

2. Gemi ve sandalların donanımları

Örnek:

1. Ayşe'yse köyün önünden geçen kayıkların teknelerini, yelkenlerini, donamlarını hep ezbere bilirdi.

1. Ayşe'yse köyün önünden geçen kayıkların teknelerini, yelkenlerini, donamlarını hep ezbere bilirdi.


donama
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Süsleme


donamak fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Süslemek, tezyin etmek


donanabilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Donanabilmek işi


donanabilmek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Donanma ihtimali veya imkânı bulunmak


donanım

İlgili Kelimeler:

donanım kilidi

Anlamı:

1. isim , isim , denizcilik , denizcilik , isim , isim , denizcilik , denizcilik , Bir gemi direğine, bir yelkene veya başka bir parçaya bağlı bulunan halat ve makara vb. manevra araçları

2. Tesisat

Örnek:

1. Elektrik donanımı.

1. Elektrik donanımı.

3. Bir bilgisayarda bulunan fiziksel birimler


donanım kilidi
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bilgisayarda bazı programların izinsiz kullanılmasını engelleyen kilit


donanış
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Donanma işi


donanma

İlgili Kelimeler:

donanma gecesi, donanma şenliği, ince donanma

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Donanmak işi

2. Belli bir amaçla kullanılan gemilerin bütünü

3. denizcilik , denizcilik , denizcilik , denizcilik , Bir devletin deniz kuvvetleri, armada

Örnek:

1. Donanmanın topları ormanın üzerine nefes aldırmaksızın ateş döküyor.

1. Donanmanın topları ormanın üzerine nefes aldırmaksızın ateş döküyor.


donanma gecesi
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bayramlarda, sevinçli günlerde bayrak, ışık kullanılarak, havai fişek atılarak yapılan şenlik, donanma, donanma şenliği

Örnek:

1. Onun bu donanma gecesine katılışının bir tek sebebi var.

1. Onun bu donanma gecesine katılışının bir tek sebebi var.


donanma şenliği
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Donanma gecesi


donanmak fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Giyinip kuşanmak, süslenmek

2. -le , -le , -le , -le , Yayılıp kaplanmak

Örnek:

1. Baharda ağaçlar çiçeklerle donandı.

1. Baharda ağaçlar çiçeklerle donandı.

3. -le , -le , -le , -le , Işıklı duruma gelmek, ışıklarla bezenmek

Örnek:

1. Bu gördüğünüz yol, şenlik gecesi gibi ardı arası kesilmez sıra sıra otomobillerin fenerleriyle donanırdı.

1. Bu gördüğünüz yol, şenlik gecesi gibi ardı arası kesilmez sıra sıra otomobillerin fenerleriyle donanırdı.

4. Gerekli nesneler bir araya getirilip süslenmek, gösterişli duruma getirilmek

Örnek:

1. Kırk türlü kuru yemişle donanmış masanın ortasına dikilmiş bir ince, ufak mum vardı.

1. Kırk türlü kuru yemişle donanmış masanın ortasına dikilmiş bir ince, ufak mum vardı.