Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
domuz derisi
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Çanta ve ayakkabı yapımında kullanılan bir tür sağlam deri


domuz dikeni
Anlamı:

1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Yaprakları sapsız ve dikenli, çiçekleri etli, otsu bir bitki


domuz gibi
Anlamı:

1. teklifsiz konuşmada , teklifsiz konuşmada , teklifsiz konuşmada , teklifsiz konuşmada , kötü huylu ve hain

2. adamakıllı, iyice

Örnek:

1. Domuz gibi bilir ama söylemez!

1. Domuz gibi bilir ama söylemez!


domuz gibi tıkınmak (veya yemek)
Anlamı:

1. oburcasına çok yemek

Örnek:

1. Şişmanlıyorum, neden yine bir domuz gibi tıkındım?

1. Şişmanlıyorum, neden yine bir domuz gibi tıkındım?


domuz gribi
Anlamı:

1. isim , isim , tıp , tıp , isim , isim , tıp , tıp , Bir virüsün sebep olduğu, solunum yolları enfeksiyonu ile meydana çıkan, bazen öldürücü olan hastalık


domuz otu
Anlamı:

1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Kumsallarda ve kayalıklarda yetişen sarı çiçekli ot


domuz yağı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Domuzdan çıkarılan yağ


domuzayağı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Tüfek namlusundan sıkıyı çıkarmaya yarar çengelli çubuk


Telaffuz : domu'zayağı

domuzbağı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Başın el ve ayaklarla birlikte hareket edemeyeceği biçimde bağlanmasıyla yapılan işkence biçimi


domuzdamı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Maden kuyularında, çökme tehlikesi olan yerlerde her yanı direklerle örülen boşluk


domuzdan (bir) kıl çekmek (veya koparmak)
Anlamı:

1. sevilmeyen veya eli sıkı olan birinden bir şey alabilmek


domuzdan toklu çıkmaz (veya doğmaz)
Anlamı:

1. `kötü huylu kimsenin çocuğu melek huylu olmaz` anlamında kullanılan bir söz


domuzgiller
Anlamı:

1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Çift parmaklılar takımının, geviş getirmeyenler alt takımına giren bir familya


domuzlan
Anlamı:

1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Kın kanatlılardan bir böcek (Brachynus crepitans)


domuzlaşma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Domuzlaşmak işi


domuzlaşmak fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Hainlik etmek, aksilik etmek


domuzluk
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Hainlik, haincesine inatçılık

Örnek:

1. Köylü, bu yalancı dilde bir tuzak, bir domuzluk sezer gibi oldu.

1. Köylü, bu yalancı dilde bir tuzak, bir domuzluk sezer gibi oldu.

2. halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , Su değirmeninde çarkın bulunduğu ve döndüğü yer


domuzluk etmek
Anlamı:

1. hainlik etmek, haince davranmak


domuztırnağı
Anlamı:

1. isim , isim , denizcilik , denizcilik , isim , isim , denizcilik , denizcilik , Palanganın takılması için kullanılan, bir yanı çatal biçiminde çift tırnaklı, öbür yanı halkalı demir kanca


Telaffuz : domu'ztırnağı

domuzun kuyruğunu kes yine domuz
Anlamı:

1. `yaradılıştan kötü olan kişinin şu, bu yönünü düzeltseniz de mayasındaki bozukluğu gideremezsiniz` anlamında kullanılan bir söz


domuzuna
Anlamı:

1. zarf , zarf , zarf , zarf , İnat olsun diye, inadına

Örnek:

1. Bu sözler hiç şüphesiz Celâl Sahir'in değildi, domuzuna harbe sokulmamız için havaya atılmış mantıklardı.

1. Bu sözler hiç şüphesiz Celâl Sahir'in değildi, domuzuna harbe sokulmamız için havaya atılmış mantıklardı.

2. İyiden iyiye, adamakıllı

Örnek:

1. Madam da domuzuna gâvurdu. Göğsünün üstünde daima bir altın haç.

1. Madam da domuzuna gâvurdu. Göğsünün üstünde daima bir altın haç.


Telaffuz : domu'zuna

don

İlgili Kelimeler:

at donu

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , At kılının rengi


don

İlgili Kelimeler:

don yağı

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Hava sıcaklığının sıfırdan aşağı düşmesiyle suların buz tutması


don

İlgili Kelimeler:

don gömlek, çatal don, iç donu, iş donu

Anlamı:

1. isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , Giysi

2. Vücudun belden aşağısına giyilen uzun veya kısa iç giysisi, külot


don çekmek
Anlamı:

1. donmak

Örnek:

1. Badem ağacı, ayaz vurmaz, don çekmez, solmaz, dökülmez çiçeklerini açmıştı.

1. Badem ağacı, ayaz vurmaz, don çekmez, solmaz, dökülmez çiçeklerini açmıştı.