Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
dolduruşa getirmek
Anlamı:

1. argo , argo , argo , argo , birini çeşitli yollarla pohpohlayarak yönlendirmek, kışkırtmak, gaza getirmek

Örnek:

1. Kimler dolduruşa getirdi sizleri, kimlere kandınız?

1. Kimler dolduruşa getirdi sizleri, kimlere kandınız?


dolduruşçu
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , İnsanı dolduruşa getirmeyi alışkanlık edinen kimse


dolduruşçuluk
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Dolduruşçu olma durumu


dolduruverme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Dolduruvermek işi


dolduruvermek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Çabucak ve kısa zamanda doldurmak


Telaffuz : dolduru'vermek

dölek
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , halk ağzında , halk ağzında , sıfat , sıfat , halk ağzında , halk ağzında , Ağırbaşlı, uslu, ağır davranışlı

Örnek:

1. Oysaki Fatih'in dölek bir kişi olduğu belli, uzun uzun hazırlamış İstanbul'un alınmasını, düşünmüş, hesaplamış da öyle girişmiş o işe.

1. Oysaki Fatih'in dölek bir kişi olduğu belli, uzun uzun hazırlamış İstanbul'un alınmasını, düşünmüş, hesaplamış da öyle girişmiş o işe.

2. Düz, engebesiz (toprak parçası)

Örnek:

1. Dölek yer.

1. Dölek yer.


dolgu

İlgili Kelimeler:

dolgu maddesi, taş dolgu, baca dolgusu

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bir oyuğun, bir kovuğun içine doldurulan madde

Örnek:

1. Diş dolgusu.

1. Diş dolgusu.

2. Toprak doldurma işlemi

3. Bu işlemin sonucu

4. madencilik , madencilik , madencilik , madencilik , Cevher alınmasından sonra oluşan boşlukların doldurulma işleminde kullanılan taş, toprak vb. malzeme


dolgu maddesi
Anlamı:

1. isim , isim , kimya , kimya , isim , isim , kimya , kimya , Boyada uygulama ve film oluşturma özelliklerini ayarlamak ve boyaya bazı fiziksel özellikler eklemek için kullanılan talk, barit ve kalsit gibi mineral tozu


dolgu yapmak
Anlamı:

1. doldurmak

2. çürük dişleri temizleyip oyuğu, uygun bir madde ile doldurmak


dolgulu
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , İçinde dolgu maddesi olan, doldurulmuş


dolgun

İlgili Kelimeler:

dolgun maaş, dolgun ücret, etine dolgun

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Dolarak biçimi yuvarlaklaşmış

Örnek:

1. Dolgun yastık.

1. Dolgun yastık.

2. Balıketinde

Örnek:

1. Dolgun karnını güçlükle taşıyan genç bir kadın gelip oturdu.

1. Dolgun karnını güçlükle taşıyan genç bir kadın gelip oturdu.

3. Çok, bol, fazla, yüksek (ücret, para vb.)

Örnek:

1. İlk işi babasını memnun etmek için ona dolgun bir maaşa geçtiğini yazmak olmuş.

1. İlk işi babasını memnun etmek için ona dolgun bir maaşa geçtiğini yazmak olmuş.

4. Şişkin

Örnek:

1. Sigaradan sararmış dişleriyle dolgun dudaklarını kemiriyor.

1. Sigaradan sararmış dişleriyle dolgun dudaklarını kemiriyor.

5. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Öfke, kızgınlık, kırgınlık vb. duygularla dolu

Örnek:

1. Müftüye karşı adamakıllı dolgundu.

1. Müftüye karşı adamakıllı dolgundu.


dolgun maaş
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Dolgun ücret


dolgun ücret
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yüksek ve tatmin edici ücret, dolgun maaş


dolgunca
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Biraz şişman

Örnek:

1. Öbürü dolgunca ve büzme çarşaflı.

1. Öbürü dolgunca ve büzme çarşaflı.

2. Fazlaca, çokça, bol

Örnek:

1. Sonra daha dolgunca bir maaşla bir tütün şirketine kasadar oldu.

1. Sonra daha dolgunca bir maaşla bir tütün şirketine kasadar oldu.


dolgunlaşma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Dolgunlaşmak işi


dolgunlaşmak fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Dolgun duruma gelmek


dolgunlaştırma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Dolgunlaştırmak işi


dolgunlaştırmak fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Dolgunlaşma işini yaptırmak


dolgunluk

İlgili Kelimeler:

kulak dolgunluğu

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Dolgun olma durumu


dolikosefal
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , anatomi , anatomi , sıfat , sıfat , anatomi , anatomi , Uzun kafalı


Lisan : Fransızca dolichocéphale

Telaffuz : l ince okunur

dölleme

İlgili Kelimeler:

yapay dölleme

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Döllemek işi, ilkah


döllemek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , biyoloji , biyoloji , -i , -i , biyoloji , biyoloji , Erkek gamet bir yumurtacıktaki dişi gametle kaynaşmayı sağlayarak yumurtacığı tam bir hücre durumuna getirmek, ilkah etmek


döllendirme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Döllendirmek işi


döllendirmek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Döllenme işini yaptırmak


dölleniş
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Döllenme işi