Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
dolandırılış
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Dolandırılma işi


dolandırılma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Dolandırılmak işi


dolandırılmak fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Dolandırma işine konu olmak


dolandırış
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Dolandırma işi


dolandırma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Dolandırmak işi


dolandırmak fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Dolanma işini yaptırmak

2. Dolaştırmak

3. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Birisini aldatarak parasını veya malını elinden almak

Örnek:

1. Falan satıcı paranızı dolandırır, göndermeyelim.

1. Falan satıcı paranızı dolandırır, göndermeyelim.


dolanım

İlgili Kelimeler:

dolanım hızı

Anlamı:

1. isim , isim , ekonomi , ekonomi , isim , isim , ekonomi , ekonomi , Tedavül, sirkülasyon, dolaşım

2. Mal veya paranın elden ele dolaşması, dolaşım, sirkülasyon, para dolaşımı

3. Alışveriş ve hizmet karşılığının ödenmesini sağlamak üzere paranın el değiştirmesi, dolaşım, tedavül, sirkülasyon

4. Para ve para yerine geçen bono, senet vb.nin geçerli olması, sürümde bulunması, dolaşım, sirkülasyon


dolanım hızı
Anlamı:

1. isim , isim , ekonomi , ekonomi , isim , isim , ekonomi , ekonomi , Paranın herhangi bir işlem sonunda el değiştirme temposu


dolanıp durmak
Anlamı:

1. sürekli olarak aynı yerde gezinmek

Örnek:

1. Dolap beygirinin en büyük şansı gözlerinin bağlı olmasıdır, böylece aynı çember içinde dolanıp durduğunun farkında olmaz.

1. Dolap beygirinin en büyük şansı gözlerinin bağlı olmasıdır, böylece aynı çember içinde dolanıp durduğunun farkında olmaz.


dolanış
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Dolanma işi


dolanıverme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Dolanıvermek işi


dolanıvermek fiil
Anlamı:

1. -e , -e , -e , -e , Çabucak veya kısa zamanda dolanmak


Telaffuz : dolanı'vermek

dolanlı iflas
Anlamı:

1. isim , isim , ticaret , ticaret , isim , isim , ticaret , ticaret , Hileli iflas

Örnek:

1. İnancı kötüye kullanma, dolanlı iflas gibi yüz kızartıcı suçlarla ... hüküm giymiş olanlar...

1. İnancı kötüye kullanma, dolanlı iflas gibi yüz kızartıcı suçlarla ... hüküm giymiş olanlar...


dolanma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Dolanmak işi


dolanmak fiil
Anlamı:

1. -e , -e , -e , -e , Bir şeyin çevresine sarılmak

Örnek:

1. Kocasının kolu beline bir kobra gibi dolanmış, ince kaburgalarını birbirine geçirecek gibi sıkıyordu.

1. Kocasının kolu beline bir kobra gibi dolanmış, ince kaburgalarını birbirine geçirecek gibi sıkıyordu.

2. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Bir şeyin çevresinde dönmek, gezmek, dolaşmak

Örnek:

1. Arkadan dolanıp uzaktan gözetleyecekti çeşmeyi.

1. Arkadan dolanıp uzaktan gözetleyecekti çeşmeyi.

3. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Karışmak, dolaşmak

4. -de , -de , -de , -de , Gelişigüzel gezmek

Örnek:

1. Kızlarının, gelinlerinin evleri arasında dolanıyor, hep evini, komşularını arıyordu.

1. Kızlarının, gelinlerinin evleri arasında dolanıyor, hep evini, komşularını arıyordu.


dolantı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Gezip dolaşılan yer, alan


dolap

İlgili Kelimeler:

dolap beygiri, dönme dolap, gömme dolap, tel dolap, yerli dolap, banyo dolabı, baş üstü dolabı, bostan dolabı, buzdolabı, çalışma dolabı, çamaşır dolabı, ecza dolabı, elbise dolabı, emanet dolabı, evrak dolabı, giysi dolabı, kahve dolabı, karteks dolabı, kitap dolabı, köşe dolabı, makine dolabı, mutfak dolabı, müzik dolabı, su dolabı, yemek dolabı

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Genellikle tahtadan yapılmış, bölme veya çekmelerine eşya konulan kapaklı mobilya

2. Su dolabı

Örnek:

1. Benim adım dertli dolap / Suyum akar yalap yalap

1. Benim adım dertli dolap / Suyum akar yalap yalap

3. Dönme dolap

4. İstanbul bedesteninde dükkân

Örnek:

1. Bedestende iki dolap tutuyor.

1. Bedestende iki dolap tutuyor.

5. tiyatro , tiyatro , tiyatro , tiyatro , Orta oyununda sahnede dükkân veya ev olarak kullanılan dekor

6. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Düzen

Örnek:

1. Kendisinden önce mahpushanede dönen dolapları kulak verip ciddiyetle dinlememişti.

1. Kendisinden önce mahpushanede dönen dolapları kulak verip ciddiyetle dinlememişti.


Lisan : Arapça dūlāb

dolap beygiri
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kuyudan su çekip bahçe ve bostanları sulamaya yarayan çarklı düzeni döndüren at, eşek veya katır


dolap beygiri gibi dönüp durmak (veya dolaşmak)
Anlamı:

1. dar bir çevrede hep aynı işi yapmak

Örnek:

1. Bir dolap beygiri gibi dönüp dolaşarak ağaçları, çiçekleri sulardım.

1. Bir dolap beygiri gibi dönüp dolaşarak ağaçları, çiçekleri sulardım.


dolap çevirmek (veya döndürmek)
Anlamı:

1. hile ve dalavere ile iş yapmak

Örnek:

1. İleride işler yapmaya, dolaplar çevirmeye başlarsa kendi de bundan istifade edecekti.

1. İleride işler yapmaya, dolaplar çevirmeye başlarsa kendi de bundan istifade edecekti.


dolapçı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Dolap yapan veya satan kimse

2. İstanbul bedesteninde dolap işleten kimse

3. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Hileci, düzenci


dolapçılık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Dolapçı olma durumu

2. Dolapçının yaptığı iş


dolaplı
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Dolabı olan


dolapsız
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Dolabı olmayan


dolar
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Amerika Birleşik Devletleri, Kanada vb. devletlerin para birimi


Lisan : Fransızca dollar