92406 kayıt bulundu.
1. birçok iş birden ortaya çıkıp sıkışık bir durum yaratmak
1. sıfat , sıfat , hakaret yollu , hakaret yollu , sıfat , sıfat , hakaret yollu , hakaret yollu , Babası belli olmayan, birçok erkekle düşüp kalkan bir anadan doğan
1. sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , Kolay kolay ölmeyen
2. Çok sağlıklı, herhangi bir hastalığı olmayan, dayanıklı
1. merakla, heyecan içinde, sabırsızlıkla beklemek
1. Sabahtan beri kamış kökünün içine sığınmış, yüreği ağzında, dokuz doğurarak şahinini bekleyişi...
1. Sabahtan beri kamış kökünün içine sığınmış, yüreği ağzında, dokuz doğurarak şahinini bekleyişi...
1. birçok kimsenin tek yardımcısı, tek dayanağı
1. Dokuz körün bir değneği, işte bir kızımız var.
1. Dokuz körün bir değneği, işte bir kızımız var.
1. geçimsizliği veya başka davranışları yüzünden birçok yerden atılmış
1. isim , isim , isim , isim , Namlusu 9,65 milimetre çapında olan bir tabanca türü
Telaffuz : doku'zaltmışbeşlik
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Dokuz sayısının üleştirme sayı sıfatı
2. Her birine dokuz, her defasında dokuzu bir arada olan
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Dokuzar dokuzar sıralanmış
2. Her biri dokuz birimden oluşan
1. isim , isim , matematik , matematik , isim , isim , matematik , matematik , Dokuz kenarı olan çokgen
2. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Bu biçimde olan
Telaffuz : doku'zgen
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Dokuz parçadan oluşan, kendinde herhangi bir şeyden dokuz tane bulunan
2. isim , isim , isim , isim , İskambil, domino vb. oyunlarda dokuz işaretini taşıyan kâğıt veya pul
1. Resimli kâğıtlardan sonra ilk ağızda, onlularla dokuzlular gelir.
1. Resimli kâğıtlardan sonra ilk ağızda, onlularla dokuzlular gelir.
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Dokuzu bir arada, dokuz taneden oluşmuş, dokuz tane alabilen
1. isim , isim , isim , isim , Dokuz taşla oynanan ve taşların yerleri ile yürütme yolları çizgilerle gösterilen oyun, dokurcun
Telaffuz : doku'ztaş
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Dokuz sayısının sıra sıfatı, sırada sekizinciden sonra gelen
döl ayı, döl döş, döl eşi, döl kesesi, döl yatağı, döl yolu, döllü döşlü, kırık dölü
1. isim , isim , isim , isim , Canlıların üremesi sonucu ortaya çıkan yeni birey veya bireylerin bütünü, zürriyet, nesil
1. Macarların çoğunun bize benzeyişinin bir nedeni de bu döl karışmasıdır.
1. Macarların çoğunun bize benzeyişinin bir nedeni de bu döl karışmasıdır.
2. Yavru, çocuk
1. Yârenlik mi ediyordun, Kara Osman'ın dölüyle?
1. Yârenlik mi ediyordun, Kara Osman'ın dölüyle?
1. isim , isim , isim , isim , Çocuklar ve torunlar, soy sop
1. Öyle ya, senin dölün yok, döşün yok! Bekâra karı boşaması kolaydır.
1. Öyle ya, senin dölün yok, döşün yok! Bekâra karı boşaması kolaydır.
1. çocuk ve torunları bulunmak
1. Gün gelir, evlenir, döl döş sahibi olur, durulur.
1. Gün gelir, evlenir, döl döş sahibi olur, durulur.
1. isim , isim , anatomi , anatomi , isim , isim , anatomi , anatomi , Memelilerde ana ile dölüt arasında kan alıp verme işini sağlayan organ, son, eş, meşime, etene, plasenta
1. isim , isim , tıp , tıp , isim , isim , tıp , tıp , İçinde embriyo veya fetüsün bulunduğu amniyon sıvısı ile dolu boşluğu çeviren zar, amniyon